Torbalı Basın Birliği yazarlarından Mehmet Ergün, "Bu ayıp hepimize yeter" başlıklı bir yazı kaleme aldı

Başlık, başını alıp kendini bir yerlere çekse de meramımdaki konumu basit. “Bir sokak ve onun sokak lambaları…”

“Canım bu zamanda böyle bir şeyin yazıya konu edilecek nesi var” dersiniz, derler…

Meseleye konu benim sokağım ve tarihçesi de öyle çağlar berisine gitmiyor. Çok basit. Rüzgar eser sokak karanlığa gömülür. Rüzgar bu, ne vakit, ne güçle eseceği bilinmez ve benim kadersiz sokağım, “İzmir Torbalı Yazıbaşı Açelya Sokağının” sokak lambaları başını alıp gider ve ben sorumlu vatandaş olarak Gediz Aş.’ ye arıza kaydımı kondururum, ilgilenirler, onarırlar sokak yine ak ampüller gibi yanar

“Peki ne istiyorsun kardeşim?” der gibisiniz…

Bu kronik vaka bir yıl , iki yıl,  birkaç yıl sürerse, bir Allahın kulu; “ yahu bu arıza neden sürekli yazdırılıyor” diye sorgulamaz mı?.

Son büyük rüzgardan sonra bu duyarlı sokak sakini ben, ilk defa arıza kaydı bırakmadı ve üç gündür; bu yazının klavyeye döküldüğü 23 Nisan 2024 saat: 01.34 itibariyle tık yok…

Ne ses, ne de bir nefes…

Sokak kendi karanlığında…

Dersiniz ki sanki ‘interconnet’ sistem çöktü…

Altı üstü bir sokak aydınlatması…

Yapamazlar, bu ilkel sistem bu sokağı aydınlatamıyor, aydınlatamaz. Kar ve kazanç eksenine oturtulmuş hizmet anlayışı bu tür sorunları kökünden çözemez. Bu işler meri hükümetin boyunu aşıyor.

Sizin de boyunuzu aşıyor Torbalının evladı “Mahmut Atilla Kaya…”

Son yerel seçimlerden sonra “Çötüklü Nihat’ın kahvenin orta yerinde bir parmak şakırdatması vardı…”

 Kulağa ne kadar hoş gelmişti…