MEB'e bağlı kurumlarda görev yapan ücretli öğretmenler Ocak ayında yüzde 11,54 oranında gerçekleştirilen maaş zammı oranında zam alacak. Ocak ayında yarıyıl tatilinin girecek olmasından dolayı ücretli öğretmenler 13 gün görev yapmış olacak. 17 Ocak tarihine kadar derse girecek olan ücretli öğretmenler 13 gün üzerinden maksimum 78 saat derse girecek. 78 saat üzerinden ücretli öğretmenlere 117 saat ek ders ödemesi yapılacak. Ek ders ücretinin saati 141 lira 76 kuruş olduğu düşünüldüğünde Ocak ayında girmiş oldukları dersler üzerinden ücretli öğretmenlere 16 bin 585 TL ödeme yapılacak. Yeni asgari ücretin 22 bin 104 TL olmasından sonra ücretli öğretmenlerin alacağı en yüksek maaş 21 bin 900 TL olarak açıklandı. Ücretli Öğretmenler Derneği Başkanı Levent Atasoy, ücretli öğretmenlerin maaşına gelen zam hakkında ve yaşadıkları sorunlar hakkında Egedesonsöz’e değerlendirmede bulundu.
“TABAN MAAŞI OLMADIĞI İÇİN TAM MAAŞ ALAMIYORUZ”
Atasoy, açıklamasında şunları söyledi:
“Bütün bir eğitim öğretim yılında sadece 2 ay tam maaş alabiliyoruz. Burada bir aldatmaca var. Ara tatiller, resmi, dini bayramlar, yarıyıl tatilleri göz önüne alındığında eksik maaş alıyoruz. Maaşlar zaten 10 bin-15 bin TL en fazla 20 bin TL’ye tekabül ediyor. Burada bir algı yapılıyor. Ücretli öğretmenlerin taban maaşı olmadığı için ek derslerden dolayı maaş tam alamıyoruz, zam da olsa tam alamıyoruz. Şu an yapılan zam ile birlikte yine asgari ücretin altında kalıyoruz.
“NE ÖĞRETMEN NE İŞÇİ… KISMİ ÇALIŞAN OLARAK TANIMLANIYORUZ”
Öğretmenlerin hepsi sınıf öğretmeni değil ki. Tarih öğretmeni var, resim öğretmeni var, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni var. Görevlendirme yapılmadığı için alınan ücret yine 10-15 bin TL. Bunun çözümü taban maaşı uygulaması ve ek ders olması lazım. Bizim mesleki korumamız yok. Adımız ne öğretmen diye geçiyor ne işçi diye geçiyor. Kısmi çalışan olarak tanımlanıyoruz. Özlük haklarımız da yok.”
“EK İŞ YAPMADAN GEÇİNEMİYORLAR”
Psikolojik olarak çöküş yaşayan öğretmenlerin ekonomik kaygılardan dolayı ek iş yaptıklarını belirten Atasoy, “Öğretmenler ek iş yapmadan geçinemiyorlar. Kimisi tarım yapıyor, köyüne gidiyor orada ekim yapıyor. Bazı kadın öğretmenler, boş zamanlarında pasta börek yapıp satıyor, kermes düzenliyorlar. Erkek öğretmenlerin bazıları petrol ofisinde, lokantada çalışıyor. Muhakkak ek iş yapılması lazım ya da özel ders veriyorlar. Birçoğunun psikolojik durumu kötüye gidiyor. Ekonomik geçimsizlikten dolayı aileleri dağılanlar var, aile kuramayanlar var. Bunalıma girenler var. Hepsi bir travma içinde. Siz öğretmenlik okuyorsunuz, hayalleriniz var ama devlet atama yapmıyor. Bir bakıyorsunuz kendinizi manavda, markette çalışırken buluyorsunuz. Ücretli öğretmenlik yapmayın diyenler de var. Bu insanlar yapmak zorunda çünkü bu işin eğitimini almışlar, başka iş yapamazlar. Üç kuruş da alsa kendi işini yapıyor. Başka işler yapmak ağrılarına gidiyor. O kadar çok hayat hikayesi var ki yazsanız iki ciltlik roman olur” dedi.