N’apıyorsan yap ama boş yap-ma 31 Mart yerel seçimlerinin sonucu, Adnan Yaşar Görmez için hüsranla sonuçlandı. 4 yıl boyunca kendisine sorulan sorulara cevap vermekten kaçındı. Oysa her seferinde muhalefet tarafından kendisine en çok sorulan sorulardan birisi “belediyenin ne kadar borcu var?” bir diğeri ise “belediyede kaç kişi çalışıyor, kaçı akraban, kaç tane danışmanın ve bankamatik işçisi var” oldu. Tabi cevap yok. İsmail Uygur’un göreve geldiğinden beri nasıl bir belediye aldık endişesi hala sürüyor. Haliyle şeffaf belediyecilik adına bir takım konuları Torbalı halkı ile paylaşıyor. İsmail Uygur pandora’nın kutusunu her açtığında eski belediye başkanı Görmez feryat figan bağırıyor. O kadar mesnetsiz açıklamalar yapıyor ki İsmail Uygur’un vatandaşın aklı ile alay ettiğini söylüyor. Sanırım eteklerde ki taşlar döküldükçe birileri salya sümük ağlayacak. Benim naçizane bir fikrim var saygı duyarsınız eleştirirsiniz. Acilen bir kamuoyu açıklaması yapılsın. Torbalılı vatandaşlarda kimin, insanların aklıyla dalga geçildiği konusunda bilgi sahibi olsun. Adnan Görmez başkanlığı döneminde 350 projeden bahsediyordu. Hastane gibi devlet yatırımlarını yaptığını sürekli deklare ediyordu. Ya sevgili okurlar Huzurevini bile kendisinin yaptığını söylemekten utanmıyordu, gerisini siz düşünün. Geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu açıklamaya rötuş yaparak 350 projeyi 240’a düşürdü. Halil efe’nin “sen deveyi düze indir bende çakalı 100’e indireyim” demesi gibiGörmez proje sayısını 240’a indirdi. Bu hikayeyi ilerde yazacağım şu an tam manasıyla hatırlamıyorum. Ben 240 proje yaptım sende borcu bahane etme 24 proje yap demekten de utanmadı. Sayın Görmez tüm Torbalı biliyor ki sen parklarda ki çiçekleri kuruttun, sen Beyaz Cafe’deki çimlerin üzerine beton döktün, utancını ve ayıbını gizlemek için üzerine ahşap görünümlü pergüle ile betonu gizledin. Ancak sahibi olduğun vizyonun üzerine yapılacak bir rötuş yok bilgin olsun. Şimdi başını iki elinin arasına al ve düşün, insanların aklı ile dalga geçen sen misin? Yoksa İsmail Uygur mu? Ya söylemeyeyim diyorum ama sen dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a bile okul sayısı hakkında yanıltmış birisin. Seçim kampanyası sürecinde sana dargın partililerin için “benim onlara ihtiyacım yok, benim isimsiz kahramanlarım var” derken TOSEM’de eğitim alan ve sahaya sürüp kapı kapı gezdirdiğin kişilerin bile inançları üzerinden faydalandın.  O insanları siyasetine dolgu malzemesi yaptın. Şimdi rica ediyorum açıkla, insanların akılları ile dalga geçen sen misin yoksa İsmail Uygur mu? Gelelim rakamlar üzerinden aldatmaya. Tabi bu hesabı yaparken birde vicdan hesabı yapalım mı? Sert bir eleştiri yolunda ilerliyoruz ortamı bir yumuşatayım, okuyucunun da, senin de yüzün gülsün. Sayın Görmez, yapmış olduğun her iki açıklamada, matematik hesabın Devlet Bahçeli’nin yapmış olduğu açıklamadan çok farklı değil. Piyasalar bu durumdayken bir ekonomi açıklaması yaparsan iş dünyasının yüzü gülecek. Bu açıklamalarına rica ediyorum ara verme inan bana neşe kaynağısın. Bu köşe yazısı üzerine eski yardımcın ve yeni avukatınız ile rica ediyorum bir araya gelin. Hukuki bir boşluk arayın. Arayın ki bende ortada dolaşan bilgi kirliliği yaratan sicili silinen kişi hakkında gerekli kurumlara yazı yazayım. Rakamlar üzerinden sunmuş olduğun mali tabloyu Halit Tunç sadece yayın organlarına değil, Ekonomi Bakanı Berat Albayrak’a da mail atsın. Bunca deneyim ve birikim sahibi olan Sayın Bakan Albayrak memlekette ne cevherler var görsün. (ha bu arada Halit Bey Belediyenin zimmetinde olan Fotoğraf makinası gibi bazı cihazları hala bagajında bulamadıysan Başkan Görmez’e soralım belki onlarda faaliyet raporu gibi bodrumdadır.) bu kadar mizah yeter dönelim konumuza..! Faaliyet raporları üzerinden ders çalışıyor açıklamalarda bulunuyorsun. Peki beş yıllık tanıtım giderlerini açıklamanı istersek tenezzül eder bana cevap verir misin? Faaliyet raporu kitapçığını kurcalarken reklam ve tanıtım giderlerini de gözden geçirirsen, tüyü bitmemiş yetimin hakkı da aklına gelecektir. Fuzuli harcamaları da açıkla bir besmele de biz çekelim. Gelelim işçi sayısına seçimlerden önce işe almış olduğun İzmir genelinde sokaklarda anket çalışması yapan ve İzmir’de ikamet eden 342 kişiyi tabiri caiz ise ATM işçilerini benim yazmış olduğum köşe yazısı sonrasında işlerine son verdiğini hatırlatırım. 342 kişiyi işiten çıkarırken, hatayla 60 gün bedava çalıştırdığın kişinin hakkının yendiğini de unutma. Gerçi benim kul hakkı konusunda konuşmam yakışık almaz ve hadsizlik olur, sana göre ben bir ayyaşım değil mi? Sayın Görmez faaliyet raporlarının nerede olduğu konusunda bilgi vermişsiniz. Yer tespitiniz o kadar hoş ki Whatsapp üzerinden lokasyon kodu gönderseniz bu kadar başarılı olamazsınız. Af buyurun bodrum katında demişsiniz. Siz yoksa belediyenin resmi evraklarını Çalışkan markette mi tutuyordunuz? Şehrül-Emin olmak bu olsa gerek. Affınıza sığınarak bir konu hakkında bilgilerinize ihtiyacımız var. İsmail Uygur açıklamalarında “yüzünü görmediğimiz personellerimiz var” açıklamalarında bulundu. Bu konu hakkında bodrum katı gibi yer tespitinde bulunur musunuz? Hazır neyin nerede olduğunu açıklarken yaklaşık 3 yıldır birilerinin hizmetine sunduğunuz son model VİP aracı kime tahsis ettiniz? Evet sevgili okular yanlış okumadınız son model VİP araç taşıt tanıma sistemi ile birilerine tahsis edilmiş. Seçimlerin bitmesiyle birlikte yani araç 3 yıl sonra Torbalı Belediyesine teslim edildi. Sayın Adnan Yaşar Görmez siz bu yazıyı tekrar okuyacaksınız rica etsem, hani şu 30 bin TL verip satın almış olduğunuz kahve fincanı ile bir kahve için ve köşe yazısının tadını çıkarın. Ben de iftardan sonra çayımı yudumlarken tekrar okuyacağım. Sevgili okurlar mübarek ramazan ayındayız, Allah Tuttuğumuz oruçları kabul etsin. Başkan Görmez’e göre ben bir ayyaşım, dini konularda çok iddialı biri değilim. Çok bilmediğim konular hakkında yorum yapamıyorum, eğer bir okurumuz beni arar bana kul hakkı ve tüyü bitmemiş yetimin hakkında beni bilgilendirirse onunla birlikte iftar yapmak isterim. Seçimlerden önce Adnan Yaşar Görmez için bir şarkıdan esinlenerek “misafir çocuğu gibiydin geldin dağıttın gittin” şarkı sözleriyle AK Partiyi ve belediyeyi ne hale getirdiğini yazmıştım. Şimdi yine Demet Akalın’ın “N’apıyorsan yap” şarkısından esinlenerek köşe yazıma şöyle son veriyorum. N’apıyorsan yap ama boş yap-ma…. Not: bu şarkıyı dinlemenizi rica ediyorum. Not 2: Not 2 : Yazıyı tamamladığımda önüme bir tweet düştü. Adnan Yaşar Görmez'in attığı bir tweet. Gece 01.19'da atılmış. Diyor ki Görmez, "İyi geceler değerli hemşerilerim; İlçemize bu muhteşem eseri kazandıran herkesten Allah razı olsun. Geceleri hastanemiz daha muhteşem görünüyor. Torbalımız gelişecek, değişecek. Bizler umudumuzu hep canlı tutacağız.  Şafaktan önce gecelerin karanlık olması gayet doğaldır..." Aklınca subliminal mesaj vermeye çalışıyor. Ben yine buradayım diyor. İl Yönetimine giremedim ama İlçe Başkanı olacağım diyor. Umudunuzu yitirmeyin diyor. Benden umudu asla kaybetmeyin diyor. Görmez'in bir gün çadırdan çıkan, bir gün birinin sakalını sıvazlayan fotoğraflarını görüyoruz. Kah gecenin bir yarısı böyle tweet atıyor, kah değirmende birilerini ağırlayıp poz veriyor. Umudu diri tutmaya çalışıyor, ben buradayım diyor. Kendisini destekleyen az sayıda kitleyi konsolide etme çabaları bunlar. İl Yönetimi olmadı, İlçe Başkanlığı son umut. Bunu bir fıkra ile anlatmak isterim. Nasrettin Hoca kaybettiği eşeğini arıyormuş. Ama nasıl arama, mübarek düğüne gidiyor sanki; hem türkü çığırıyor hem eşeği arıyor… Görenler; – Hayırdır, demişler, böyle ne dolanıp duruyorsun? – Bizim eşek kayboldu da, demiş Hoca. -İlahi Hocam, demiş, biri. Türkü söyleyerek eşek aranır mı? -Şu dağın ardına da bakayım, demiş Hoca, son umudum orası kaldı. Orada da bulamazsam, siz o zaman seyreyleyin bendeki feryadı... https://www.youtube.com/watch?v=gAanXAKqISE