Torbalı Güncel İmtiyaz Sahibi Adem Aksakallı, "Fenerbahçe’deki “yapı” hikaye 80. Yıl’daki şahane" başlıklı bir yazı kaleme aldı

Malumunuz Fenerbahçelilerin gündeminde ve dilinde “yapı var” söylemi dönüp duruyor. Kendimde Fenerbahçeliyim ama bence Fenerbahçe’de ruh yok ruh..!

Sana bir gol lazımsa ve yapı da varsa hakemle beraber yeneceksin rakibi. Her neyse bende ilçemiz kurumlarında var olan bir yapıdan bahsedeceğim.

Sayın Kaymakam’ım Sayın İlçe Milli Eğitim Müdürüm sizden ricam 80. Yıl yönetim ve idaresini radara alın.

Radara aldığınızda göreceksiniz ki, “özerk” bir yapı var.

Okul idaresi kayıtlı numaralara kendi kurumları ile alakalı mesajlar atıyor, erken kayıtta indirim yapıyor, 7. sınıftan itibaren öğrenciyi ve veliyi markaja alıyor. Veli de bundan oldukça memnun.

Ama işin doğrusu ve bunun gerçek adı veli değil “müşteri memnuniyeti.”

Neden bu kadar rahat davranıyorlar, sorgulayan ve denetleyen yokta ondan.

Biz okul müdürü ve idaresini her hangi bir ek kitap vs için aradığımızda ise tiyatro oyuncusu gibi hiç haberi yokmuş ve masumca bana ekran görüntüsü atar mısın? Hangi sınıf ben onların bir kulağını çekeyim. Olur mu hiç öyle şey diyor.

Ve bizde her seferinde mecburen bunu yiyoruz, ama çok da gülüyoruz..!

Sayın İlçe Milli Eğitim Müdürüm bir gün bütün sınıflara girin hangi kitap müfredata uygun kendiniz görün.

Okul müdürünü tanırız milliyetçi ve devletçi birisidir. Nasıl oluyor da devletin ücretsiz verdiği kitapları yetersiz görür.

O zaman da aklımıza düşüyor bu nasıl milliyetçilik nasıl devletçilik.

Hani 9 ışık doktriniydi. Müdüre göre yedi ışık olmuyor mu?

Tüm hata müdürde değil sistemde boşluk var olmalı ki okul müdürü dershane de işletebiliyor. Şimdi sakın birisi bana ticari bir ilişkisi yok, hiçbir dershane ile işi yok demesin…Kırarım hem de kalp kırarım..!

Sınıf anneleri ve bazı velilerde de işi abartmış durumda…

Devletin okuluna çocuklarını göndermeye tenezzül ederler ama devletin verdiği sıralara tenezzül etmezler.

Nasıl bir kitleyi karşıma alacağımı biliyorum ama yine de yazma gereği duyuyorum.

Siz kim oluyorsunuz da devletin kendi memuruna uygun gördüğü masa ve sandalyeyi siz öğretmene uygun görmüyorsunuz? Nasıl bir yalakalıktır bu…

Çocuğunuz o sınıfın kapısından içeri giriyorsa sınıfın kliması, perdesi, oda parfümü, sırası masası ile ilgilenemezsiniz.

Bugün masa sandalyesini değiştirdiğiniz öğretmen yarın öğretmenler gününde takım elbise ve kallavi bir saat, yüzük ve bileklik bekler.

Ne zaman 80. yıl ile ilgili bir haber yapsak veli baskısı ile karşı karşıya kalıyoruz. Nasıl bir yapıdır bu?

Sayın anne ve babalar neye hizmet ettiğinizi bilmiyorsunuz. Güya bu baskı ve yorum saldırısına karşı biz gördüğümüzü yazmayacak mıyız?

Bizi bu basit yapı ile mi durduracaksınız? Sizin bu yapınız basit siyasetçilere söker biz gazetecilere değil...!

Tabi bu yazıyı yazarken dikkatli olmamız gerekiyor İlçe Milli Eğitim Müdürü olmak için kulisi hiç bırakmayan Müdür Bey sadece bürokratik anlamda değil siyasi alanda ise oğlunu İlçe Başkanı ve ileride Milletvekili yapmak istediği avukat oğlu var.

Arayan sitem eden, fotoğrafı atanın adını isteyen, yorum yapan isyan eden, hukuken bizi baskı altına almak isteyen bir yapı var.

Sayın İlçe Milli Eğitim Müdürüm, Sayın Kaymakamım bize bu yapı bir zarar vermez, veremez. Ama sizin sorumluluğunuzda ve yönetiminizde olan bir kuruma..!

Eğitim alanında başka yapılarda var mesela Atatürk Mahallesi’nde bir müdür sıraları boyuyor, bir diğeri okul bahçesinde çapa yapıyor. Bir başka yerde müdür odasını eğitime açıyor. Bir başka okulda ise hademe yokluğunda birileri sınıflarda ki sobayı yakan ve yaz tatilinde görev yaptığı okulu boyayan müdürler var.

Tüm bunlara istinaden başka bir müdür ise makam kovalıyor, oğlunun ilçe başkanı ve Milletvekili olmasını istiyor.

Nasıl bir düzen kurulmuş, nasıl bir yapı var ki günden güne güçleniyor.