Torbalı’da son iki gündür herkes İbrahim Kaya’yı konuşuyor. Hoş daha önce de konuşuyordu ama bu kadar koz vermiyordu kimsenin eline. İki gündür karşılıklı yazdıklarımıza değinmeden bir yalanını ve birkaç arşivi daha yüzüne vurmak istedim. Malum gazeteciyiz, gazetecilik de araştırmak gerektirir. Ben araştırmayı tercih ettim, yalan ve iftirayı değil. Dün benim için ‘Abilerin gelsin büyü de gel’ diyerek ne kadar daha çirkinleşeceğini bilmeyen İbrahim Kaya, daha önce yazdığı ve benim onun yüzüne vurduğum bir yazı için en bilindik yöntemi olan yalana başvurdu. Daha önce kullandığı “Abdulvahap Olgun, hayatının hiçbir devresinde töhmet örsüne yatmamıştır. Onun için, istikbalinde tenkit çekicinden sızlanacağı tek bir hadise dahi yoktur. Onun mazisi yaşadığı gün kadar aydınlıktır. Evet, kim hangi garaz veya iyi niyetle araştırırsa araştırsın, Abdulvahap Olgun un mazisinde, yüzünü kızartacak tek bir tablo bulamaz. Bütün dünya ona hasım kesilse -iftira veya yalana başvurmadıkça- onun iffet ve ismetine toz konduramazlar; hayatı hep doğru bir istikamet içindedir.” ifadeleri yazdığını hatırlatmam üzerine Kaya, “Bu ifadeler kesinlikle bana ait değildir. Bu yazı internette Hz. Muhammed (s.a.v.)’ın liderlik özelliklerini anlatmak için yazılmış bir yazıdır. Sizin Abdulvahap Olgun’a bakış açınız budur… Hz. Peygamber’in özelliklerini Abdulvahap Olgun’a yükleyebilme gafletine bile düşüyorsunuz” diye cevap yazdı. Ey İbrahim Kaya, yalanlarından iftiralarından bıktık. Al sana yazdığın gazetenin küpürü, şimdi de inkar edemezsin ya. Yazmadım diyemezsin ya. Hz. Peygamberin özelliklerini kim kime yazmış. Yalanlarına peygamberi alet etme bari. Artık utanma vaktin gelmiştir.  Sen ve senin gibiler bu halkı kandırmayı çok iyi bilirsiniz ama artık sana kanacak kimse kalmadı.                               ‘Çocukları pistten alalım’ yazına kim ne yorum yapmış? Hiç kimse… 5 binlik sayfanda bilmem kaç bin arkadaşının olduğu profilinde kaç kişi beğenmiş? Ben bu yazıyı yazdığımda 1. Hadi olsun 3 bilemedin 4. Benim yazdığım yazıma sosyal medyada vatandaşlar ne yazmış biliyor musun? Barış Özgür: Bırakın ibramıma karışmayın o tetikçi kim maaşını sigortasını yaparsa onun emrinde patronu kimi söylerse o ona ancak sallar seneye sallayacağı saf değişir hep beraber göreceğiz onu bu kadar mehtap mevzu ederek ona pirim sağlıyorsunuz. İsmail Yılmaz: Dost acı söylemiş. Cuk diye oturmuş. Hasan Yıldırım : İbrahim kaya kimin atı hızlı koşarsa ona biner daha düne kadar CHP’nin kılıcını sallayan bugün nasıl AKP’li oldu Akın Akınsoy: İbrahim Kaya gazeteci değil iktidar sözcüsüdür. Herkese çamur atma görevi verilmiştir herhalde kendisine. Bugün ‘Adam gibi adam’ dediğin patronun Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez’e bile demedik şey bırakmadın sen. Mesela dalga geçercesine “Ben sana ‘Belediye başkanı olamazsın demiyorum’ hobi olarak sen belediye başkanı ol. Ben sana İsmail Uygur gibi ADAM olamazsın’ diyorum” dedin mi demedin mi? Şimdi yeminlere girişip yalanlama, belgesini yapıştırıyorum yazının altına.                   Yine çok değil henüz 2 yıl önce “Adnan Yaşar Görmez belediyede amir-müdür yaptığı akrabalarını acaba kendi fabrikasında çalıştırır mı?” da demişliğin var de mi? Var abi var. Artık yazdıkça sıvıyorsun… Ya bu memleketin başbakanına bile kalkıp laf edip, o başbakanın partisinin yönettiği belediye binasında, başkanı ne kadar savunabilirsin? Zarar vermekten başka bir şey yapmıyorsun. Başkana, partisine, Torbalı’ya ve en çok da kendine. Nasihat verir gibi olmasın ama büyüklerimizin güzel bir sözü de var bu konuda ‘Akıl yaşta değil baştadır’ diye. Büyü de gel dediğin adamı önce kalemine dola cevap veremeyince de büyü de gel diyeceksen hiç oynamayalım Kaya!