Çocukluğundan beri doğayla iç içe olan Orman Endüstrisi Mühendisi Hüsnü Özkaya, uzun yıllar zeytin ağaçlarını koruma altına alarak onları yaşatmaya çalışıyor. Torbalı’daki fidanlığında zeytin ağaçlarını büyük saksılarda köklendiren Özkaya, hayatının hiçbir döneminde topraktan kopamamış. Zeytinin nasıl yetiştiğini ve bu ağaçların asırlardan bugüne nasıl ulaştığını hep merak ettiğini belirten Özkaya, asıl hedefinin bu ağaçları büyütüp doğaya kazandırmak olduğunu söylüyor. Zeytin ağaçlarının kutsal ve kadim olduğuna değinen Özkaya, herkesin sofrasına konuk olan bu besin maddesinin diğer meyve ağaçlarına göre farklı bir yere sahip olduğunun da altını çiziyor. 500 YAŞINDA AĞACIM VAR Şu an emekli olan ve fidanlığında zeytin ağaçları yetiştirmeye devam eden Özkaya, hem üretim yapıyor hem de çeşitli nedenlerle sökülmek zorunda kalan zeytin ağaçlarını alarak onları yaşatmaya çalışıyor. Torbalı Orman Fidanlığı’nda 8 yıl çalışan ve hayatının geri kalan kısmında bu görevi yerine getirmeye devam eden Özkaya, “Artvinli olmam nedeniyle doğaya hiç yabancı değildim. Bu nedenle üniversite eğitimimi de bu alan üzerine aldım. Meslek geçmişim ve yaşantımda hep toprak vardı. Orman fidanlığında çalıştığım süre içinde yılda 7 milyon fidan üretiyorduk. Bütün çabamız doğa içindi. Elimizde 500 yaşına gelmiş zeytin ağaçları var. Zeytin ağaçlarını doğaya ve zor koşullara direnen ve günümüze kadar gelmiş bir sır olarak görüyorum” diyor. Yapılaşma nedeniyle zeytin ağaçlarının yok olmasına çok üzüldüğünü belirten Özkaya, “Bu yapılaşmalar zorunlu nedenlerden ötürü oldu ve biz de yeni fidanlar dikerek ağaçlarımızı yaşatmaya çalıştık. En son Edremit’te Kızılay’ın bir alanı vardı. Orada da zorunlu olarak bir sanayi sitesi kurulacaktı. Oradaki ağaçları da köklendirdik, kurtardık” şeklinde konuşuyor.