Seçimlere bir gün kaldı. Son haftalarda her iki ittifak da kararsız seçmenlerini sandığa götürebilmek için yoğun çaba gösterdi. Öncelikle hangi siyasal görüşten olursak olalım, “insan haklarına dayanan laik ve demokratik bir sosyal hukuk devleti” savunucuları olarak sandığa gitmemiz gerekiyor. Anayasa’nın bu temel kuralına inananları oy kullanmaya ikna etmek için de geç kalmış sayılmayız. Vereceğimiz yerel oyların ulusal ölçekte toplam etkisi, % 49-51 dengesini sandık yoluyla değiştirebildiği ölçüde demokrasi için umutlu olabiliriz. Tabi sandıkları da sıkıca sahiplenmek kaydı ile… Torbalı yarın belki de tarihinin en önemli seçimlerinden birini yaşayacak. Bir tarafta 10 yıl bir tarafta da 5 yıl görev yapmış bir belediye başkan adayı var. Aslında Torbalılılar yarın ‘En iyisini’ seçecek. Tabi Torbalı için kim taş üstüne taş koyduysa Allah ondan razı olsun demek düşer bize. Bir de şapkayı önümüze koyup düşünmek… Aslında yarın geleceğimizi oylayacağız. Şimdi dönüp bir arkamıza bakalım Torbalı’da son beş yılda hayatımızda neler değişti? Trafik, kaldırım, sosyal hayat, iş, kültürel faaliyetler… Hangisinde bir değişiklik oldu? Artan taşıt sayısına önlem alınmadı, göstermelik trafik mühendisleri getirildi, ‘Çözüyoruz’ dendi, düğümü daha da sıkı bağlanmasına neden oldular. Kaldırımlar kullanılamaz, işgal edilir hale geldi. Bir esnafa ses edemeyen belediye binlerce vatandaşın dahası yüzlerce engelli vatandaşın kabusu oldu. En büyük eğlenceleri, kültürel değerleri bir bir unutturup, yılda birkaç kez varsa eğer Kur’an ya da ilahi organizasyonları ile (Kur’an elbette ki bizim için büyük bir değer ben bu konuda sadece örneklemede bulunuyorum) bu bölümü kapatan belediye ne yazık ki bu konuda sınıfta kaldı. Ya yıllardır 18 Mart’ta aynı Çanakkale oyununu izleye izleye replikleri ezberler hale geldi vatandaş. Kültürel faaliyetlerimiz bile ayrımcılıklarla donatılmış. Örneğin Ahmetli’de iki ayrı Yörük şenliği yapılıyor iki ayrı dernek tarafından. Ancak belediye kendisine yakın olan derneğe gerekli desteği verirken, diğer derneğe sandalye bile vermiyor. Mesela 3 yıl önce oynamak istediğimiz bir tiyatro oyunu sırf içerisinde ‘Harami, hırsız’ sözleri geçiyor diye BKM’de sahnelenmemişti. Oyunun adı ise Ali Baba ve Kırk Haramiler… Yani atalarımızın bize doğruluğu, dürüstlüğü anlattığı masal. Bundan korktular.. Dönelim asıl konumuza değerli Torbalılılar yaşamış olduğumuz fırtınayı bir beş yıl daha kasırgaya çevirmeyelim. Günlük menfaatlerimiz yerine, çocuklarımızın geleceğini karanlığa atmayalım. Başka Torbalı yok! Yarın bize soracakları şeyi belki bir daha sormayacaklarmış gibi yaklaşalım onlara… 5 yılı unutmayalım. Verilip de tutulmayan sözleri, söylenip de yapılmayanları… Şimdi hesap sorma vakti bizim! Kapınızı çaldılar, ‘Bir daha, yeniden’ dediler… Şimdi elimizi vicdanımıza götürüp, ilçemizin menfaatlerini düşünme zamanı. Koca bir akşamımız var. Düşünün, karar verin Hesap sorun, satılan arazileri, engellenen yatırımları, tutulmayan sözleri tek tek sorun… Gözünüzün yaşına bakmayanlara, tokat mı atmak istersiniz? Bir şans daha mı vermek istersiniz? Size kalmış… Ben bana kalanları söylemeye devam edeceğim. Size bu satırları yazdıkça kafamı huzurla yastığa koyuyorum. Daha iyi bir kazanç da düşünemiyorum… Bizim bizden başka kimsemiz yok! Şimdi her zamankinden daha da fazla kenetlenme vakti. Şimdi sıra sizde; hesap sorun, sıra bizde; hesap soralım… Unutmayın yarın elimize bir ip verecekler o iple salıncak da yapabiliriz intihar için urgan da…