Karadeniz’deki doğalgaz keşfinin Türkiye’nin daha önceki keşifleri ile kıyaslanamayacak kadar büyük olduğunu söyleyen Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı (IEA) Dr. Fatih Birol, “Sakarya Gaz Sahası uluslararası litaratüre göre dev sahalar sınıfına giriyor. Daha önceki keşiflerin ekonomik değeri zayıftı ama burada attığınız taş ürküttüğünüz kuşa değiyor” dedi.

Uzun süredir karada ve denizde enerji kaynağı arayan Türkiye, son olarak Karadeniz’deki faaliyetleri sırasında Sakarya Gaz Sahası olarak adlandırılan bölgede 320 milyar metreküplük bir rezerv keşfetti. Sonrasında bu gelişmenin olası ekonomik yansımaları ile ilgili çok sayıda görüş ortaya atıldı. Biz de bu keşfin ne anlama geldiğini ve Türkiye’yi nasıl bir sürecin beklediğini dünyanın en önemli enerji uzmanlarından biri olan Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı (IEA) Dr. Fatih Birol’a sorduk.

DİĞERLERİNDEN FARKLI

Karadeniz’deki bu rezervin Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Fatih Birol, “Dünyada bu şekilde enerji keşfedilen sahalar sahip olduğu büyüklüğe göre küçük, orta, büyük ve dev olarak kategorilendiriliyor. Sakarya Gaz Sahası’na baktığımızda bu alanın dev olarak nitelendirilen sınıfa girdiğini görüyoruz. Türkiye daha önce de arama-tarama faaliyetleri sırasında doğalgaz buldu ancak bunlar ölçek olarak çok küçük kalıyordu. Bu keşif daha öncekilerle kıyaslanamayacak kadar büyük ve Kuzey Denizi’nde 2010’dan bu yana Norveç’in bulduğu tüm gaz sahalarının toplamına eşit. “Attığınız taş ürktüğünüz kuşa değecek” derler. İşte bu keşfi en net anlatacak cümle bu. Diğer keşifleri çıkarmanın ekonomik olarak bir anlamı yok ancak burada çok büyük bir rezervden bahsediyoruz. Ekonomik katkısı oldukça güçlü. Tabii sahada yapılacak daha detaylı analizler ve araştırmalar sonucu tam anlamıyla göreceğiz” diye konuştu.

80 MİLYAR $’LIK DEĞER

Uluslararası Enerji Ajansı olarak yaptıkları analizlerde Sakarya Gaz Sahası’ndaki 320 milyar metreküplük rezervin potansiyel ekonomik değerinin mevcut fiyat trendleriyle 80 milyar dolar olarak hesaplandığını belirten Birol, “Buradaki sahadan yıllık 10-15 milyar metreküplük bir üretimin gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Bu üretim miktarı da Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacının üçte birini karşılayabilir” dedi.

6 MİLYAR $ YATIRIM

Analistler tarafından yapılan çalışmalara göre bu büyüklükte bir gazın üretime geçmesi için yaklaşık 6 milyar dolarlık bir yatırım gerektirdiğini aktaran Birol, “Daha önceki örneklere bakarsak gazın ekonomiye kazandırılması için 3 yıl çok uzak bir ihtimal değil. Burada önemli olan büroktasinin nasıl işleyeceği. Eğer nihai yatırım kararının alınmasında ve diğer işlemlerde devlet öncelikli bir politika izlerse gaz gerçekten 3 yılda piyasada olur. Bu zor bir süreç ama imkansız değil” ifadelerini kullandı.

DÜŞÜK FİYAT AVANTAJI

Bu rezervin çıkartılması noktasında Türkiye’nin şanslı olduğu bir noktanın bulunduğunu dile getiren Fatih Birol, “Türkiye’nin açık deniz platformu konusunda büyük bir birikimi ve tecrübesi yok ama şu anda petrol fiyatlarının ve piyasanın geldiği noktaya bakarsak platformlar, boru hatları ve mühendislik hizmetlerinde gerçekten düşük fiyatların oluştu. Bu da yatırım maliyetleri açısından Türkiye’nin elinde önemli bir olumlu etken olarak duruyor. Türkiye, nasıl bir yol izleyeceğine de buna göre karar verecek. Yabancı şirketlerle işbirliği yapma noktasında da piyasadaki durum nedeniyle eli daha güçlü” dedi.

İTHALAT KADEMELİ AZALACAK

Türkiye’nin dünden bugüne enerji ihracatçısı ya da enerji zengini olmayacağını anlatan Fatih Birol, ”Türkiye, enerji ithalatçısı bir ülke konumunda ve uzun süre böyle devam edecek. Ancak bu dönüm noktası olarak adlandırdığımız keşifle beraber ithal edilen enerji kademeli olarak azalacak” diye konuştu.

FATURAYA ELBET YANSIYACAK

Keşfin ardından tüketiciler de doğal olarak evlerinde gelen doğalgaz faturasının hemen düşüp düşmeyeceğini merak etti. Fatih Birol, ise bu duruma şöyle açıklık getiriyor: “Kısa sürede bir fiyat düşmesi olası değil. Bu yönde beklentiler de gerçeklikten uzak. Ancak uzun dönemde gazın piyasaya ulaşması ve onu takip eden adımlarla beraber konutlarda ve sanayide gazın daha düşük fiyattan olacağını söyleyebiliriz.”

FATİH BİROL KİMDİR?

ENERJİDE AKLA GELEN İLK İSİM

Dr. Fatih Birol, dünyada hem hükümetlerin hem de dev enerji şirketlerinin en çok aradığı isimlerden biri. 2015 yılı eylül ayından bu yana dünyanın en önde gelen enerji kuruluşu olarak kabul edilen Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) başkanlık görevini sürdürüyor. Ocak 2018’de bu görev için yeniden seçilen Birol, ikinci dört yıllık dönemine Eylül 2019’da başladı.

YILIN ENERJİ İNSANI

Başkan seçilmeden önce IEA’da 20 yıl boyunca çeşitli görevler üstlenen Dr. Birol, enerji analizi ve projeksiyonlarıyla ilgili dünyada en güvenilir kaynak kabul edilen yıllık Dünya Enerji Görünümü yayınından sorumlu Baş Ekonomist pozisyonuna yükseldi. Birol, ayrıca uluslararası alanda enerji sektörünün en dinamik iş dünyası gruplarından biri olan IEA Enerji İş Konseyi’nin de kurucusu ve başkanı. Forbes dergisi tarafından dünyanın enerji konusundaki en nüfuzlu kişileri arasında gösterilen Birol, aynı zamanda Financial Times Gazetesi tarafından 2017’de “Yılın Enerji İnsanı” seçildi. Dr. Birol, ayrıca Dünya Ekonomik Forumu’nun (Davos) Enerji İstişare Kurulu’na başkanlık ediyor ve BM Genel Sekreteri’nin “Herkes için Sürdürülebilir Enerji” Danışma Kurulu’nun da üyesi.

OPEC’TE DE ÇALIŞTI

Dr. Fatih Birol, aralarında Japonya İmparatoru Akihito’nun “Yükselen Güneş” ödülü, İsveç Kralı’nın “Kutup Yıldızı Kraliyet Nişanı” ve Avusturya, Almanya, Brezilya, Fransa ve İtalya’nın en yüksek Cumhurbaşkanlığı nişanları da dâhil olmak üzere, kariyeri boyunca pek çok devlet ve uluslararası kuruluştan ödüller aldı. Dr. Fatih Birol, 1995 yılında IEA’ya katılmadan önce Viyana’da Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) bünyesinde görev yaptı.