Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, banka genel müdürleriyle yaptığı toplantıya Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun katılmadığı ileri sürüldü. Banka genel müdürler yaşanan ekonomik kriz ve politika faizinin düşürülmesinden kaynaklı “sistemik risk yaratıldığı” uyarısında bulundu.

Banka genel müdürleri Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’ye  mevcut ekonomik politikaların seçime kadar sürdürülmesi durumunda bankaların 10 yıllık bono taşıma zorunluluğu yaratacağını bununda ilerde sermaye artırımı ihtiyacı doğuracağını ve uluslar arası sermayedarların bu paraları vermeyi reddedeceklerini söyledikleri ifade edildi.

Açıl Sezen, banka genel müdürlerinin müşterilerini Türk lirasında tutabilmek için ikna edebilecekleri çok bir araçlarının kalmadığını belirterek, “İkna edemezsem bu sistemi nasıl yürüteyim” dediklerini söyledi.

“SERMAYEDARLAR PARA KOYMAYI REDDEDECEKLER”

Açıl Sezen’in BloombergHt Radyo YouTube yayınında anlattıklarına göre banka genel müdürlerinin Nebati’ye anlattıkları şöyle:

“Banka Genel müdürlerinin çok ciddi bir itirazı var. Diyorlar ki Nebati’ye ‘bizim bu dönemde karşı karşıya kaldığımız regülasyonların düzenlemelerin tamamı bu politikayı koruma amaçlı önlemler ve bu kadar kısa vadeli önlemleri uygulamaya alabilmek için Türkiye’nin koca koca bankalarını 10 yıllık riske sokuyorsunuz. 10 yıllık bono taşımak zorunda bırakıyorsunuz dolayısıyla burada bizim buna itirazımız var’ diyorlar. ‘Bu gerçeklikten aykırı faiz oranıyla yapılan bono fiyatlaması ve bankaların buna zorunlu olarak alma yükümlüğüne tabi tutulmaması bizi çok zorluyor ve biz bu tahvilleri almak istemiyoruz’ diyorlar. Kendi yaptıkları hesabı Hazine ve Maliye Bakanı'na aktarmışlar, ‘450 milyar Lira civarında bir bonoyu bu noktadan sonra bankaların bilançolarına almaları gerekecek. Seçime kadar bu sistemi yürütmek istediğinizi anlıyoruz. Fakat siz seçime kadarki 7-8 aylık süreci kurtarabilmek için iki seçim süresince 10 yıl yani bize bu tahvilleri alıp taşıyın diyorsunuz. Bu sistemik bir risk yaratır, yaratılacak olan sistemik risk bankaları belirli bir noktadan sonra sermaye artırım ihtiyacı içine sokar. Uluslar arası sermayeye sahip olan bankaların hemen hemen hiçbirinden de bu politika çerçevesinde sermaye bulamazsınız. Biz isteyemeyiz, istesek de bu sermayedarlar bu parayı koymayı reddedecekler’ ”

“NASIL İKNA EDELİM”

‘Merkez Bankası bize diyor ki ‘Bilançonu dönebildiğin kadar TL’ye dön, müşterilerini itebildiğin kadar TL’ye it’. Biz bunu yapalım ama müşterilerimiz TL’ye geçtikleri anda kendilerine sunabildiğimiz ne var? Yüzde 10,5’e inmiş bir politika faizi var. Bunun 3 puan üzerinde bir Kur Korumalı Mevduat faizi var 10,3 buçuk sonraki toplantıda politika faizi yüzde 9’a inecek KKM faizi de yüzde 12’ye inecek onun dışında yüzde 18-19'la mevduat faizi var bunun dışında insanlara önerebildiğimiz hiçbir şey yok. Döndürmeye çalışayım da bununla ben nasıl ikna edeyim, ikna edemezsem bu sistemi nasıl yürüteyim? Hem sistemi yönetip Türk Lirası'na dönemeyeceğim hem döndüremediğim insanlar için gerçeklikten uzak faizle bono almak zorunda kalacağım. Aldığım bu bonoyla  yazacağım zararı sermayemi yemesine razı olacağım. Sermayemi yedikten sonra dönüp sermayedarımdan bunu alamayacağımdandan da eminim. biz şimdi ne yapalım' diyorlar."