Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’ye ağır eleştiriler yönelten ve Osmanlı’dan örnekler veren parlamenterlere AB Dışişleri Temsilcisi Borrell sert çıktı. Borrell, “Haçlı seferi zamanı değil. Ben de haçlı komutanı Avusturyalı Johann değilim” diyerek sorunların diyalogla çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Türkiye karşıtlığı tavan yapan Avrupa Parlamentosu üyelerine sert çıktı. “Akdeniz’de İstikrar ve Güvenlik: Türkiye’nin Olumsuz Rolü” başlıklı oturumda, Türkiye’nin izlediği politikaları sürekli Osmanlı İmparatorluğu’yla kıyaslayan ve müzakerelerin sona erdirilmesini isteyen parlamenterlere ilişkilerin devamının ve diyaloğun önemini anlatmaya çalışan Borell, “Haçlı seferi zamanı değil” mesajı verdi.

TÜRKİYE ÖNEMLİ ORTAK

Türkiye’nin önemli bir ortak, AB’nin aday ülkesi ve NATO müttefiki olduğunun altını çizerek ilişkilerdeki mevcut olumsuz eğilimin sonlandırılıp tersine çevrilmesi gerektiğini belirten Borrell, “Bu çatı altında neredeyse savaşçı bir hava oluştu. Bir an Türkiye’ye karşı Avrupa donanmalarını harekete geçirip Türk işgaline karşı koymak için kutsal ittifak çağrısı yapan Papa 5’nci Pius’u görür gibi oldum. Haçlı seferleri tarihin başka bir dönemine ait. Bizim aradığımız çatışma değil. Yapmaya çalıştığımız her türlü çatışmadan kaçınmaya çalışmak” dedi. Kendisini Türkiye’ye karşı pasif kalmakla suçlayıp daha sert olmaya davet eden parlamenterlere, 1571’deki İnebahtı Deniz Muharebesi’ndeki Haçlı donanması komutanına atıfla yanıt veren Borrell, “Avusturyalı Johann arıyorsanız bana bakmayın” ifadelerini kullandı.

PAPA HAÇLI DONANMASI ÇIKARMIŞTI

AB yüksek temsilcisini kızdıran Türkiye sözleri Bırakın şu Haçlı kafasını

1566’da göreve seçilen Papa 5’ci Pius, Kıbrıs adasının Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçmesinden sonra kutsal ittifak oluşturularak Haçlı donanması hazırlanmasını sağladı. Avusturyalı Johann komutasındaki Haçlı donanması, sayısal açıdan zayıf olmasına rağmen, bugün Yunanistan’a bağlı olan İnebahtı’da Osmanlı donanmasını yenilgiye uğrattı. 7 Ekim 1571’deki İnebahtı Deniz Muharebesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük deniz mağlubiyetleri arasında yer alıyor.

YAPICI İLİŞKİ VURGUSU

Son Ankara ziyaretinde üye ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenlikleri konusundaki endişeler ve Türkiye’nin faaliyetleri konusunda mesajlarını kesin ifadelerle verdiğini söyleyen Borrell, “Coğrafyayı değiştiremeyiz. Türkiye’yle yapıcı bir ilişkiye ihtiyacımız var. Gerilimin tırmandırılmasından kaçınmalıyız” diye konuştu. Türk ve Fransız gemileri arasında Libya açıklarında meydana geldiği iddia edilen türden olayların tekrarının engellenmesi gerektiğini ifade eden Borrell, “Mesele, çoğunuzun teklif ettiği gibi Osmanlı işgaline karşı savaşmak için bir kutsal ittifak oluşturmak değil. Yapmamız gereken oldukça karmaşık bir durum karşısında çok daha yapıcı olmak” dedi. Çözülmesi gereken çok sayıda sorun olduğuna dikkat çekerek, “Bunlara çözüm bulmamız gerekiyor. Bunları müttefikimizle müzakere ederek yapabileceğimizi düşünüyorum” diyen Borrell, gerilimi tırmandırmanın durumu daha da kötüleştireceğini söyledi.

MALİ YARDIM UYARISI

Türkiye’ye mali yardımların sürdürülmesini eleştiren bazı parlamenterlere de cevap veren Borrell, insan hakları ve demokrasi konularındaki olumsuzluklar nedeniyle 2017’den bu yana katılım öncesi fonlarda 1.3 milyar Euro kesintiye gidildiğini, sığınmacılara verilen parayla bunun karıştırılmaması gerektiği uyarısında bulundu. Türkiye’nin 3.5 milyondan fazla sığınmacıya ev sahipliği yaptığını ve ağır bir yükü olduğunu vurgulayan Borrell, “Bu para okulların, eğitimin finanse edilmesi için kullanılıyor. Bunun neresi yanlış? Bunları finanse etmeyi durdurmamızı nasıl beklersiniz” diye konuştu.

13 TEMMUZ KRİTİK

AP’den Türkiye ile üyelik müzakerelerini yürütmenin anlamsız olduğu, yeni bir ilişki yöntemi bulunması gerektiği, Ankara’ya yaptırım uygulanması yönünde mesajlar çıksa da bu konuda karar yetkisi üye ülkelerde. AB dışişleri bakanları 13 Temmuz’da Türkiye ile ilişkileri tüm boyutlarıyla masaya yatıracak. Fransa, Avusturya, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Türkiye’ye karşı sert tavır benimsenmesinden yana olsa da şu aşamada ilişkileri radikal düzeyde etkileyecek bir adım atılması öngörülmüyor.