Türkiye İttifakı

Daha önceki seçimlerde alınmasını beklediğim sonuç olduğu için, açıkçası 31 Mart 2024 Yerel Yönetimler Seçimi sonuçları beni çok da fazla şaşırtmadı ama sevindirdi. Çünkü 20 yıllık kötü gidişe son vereceklerini söyleyenler zaten bu kötü gidişe sebep olanlardı. Şaşıran taraf, bazılarının deyimiyle, “tokat yiyen”, öğretmen deyimiyle “sınıfta kalan” taraf oldu. Peki, kimlerden oluşmuştu bu “Türkiye İttifakı”? 1-Emekliler 2-Gençler 3-Kadınlar. Bu üç vatandaş grubunun Pazar günkü sonucu oluşturmasının gerekçelerini sırasıyla ele alalım.  

1-EMEKLİLER 

Ekonomide ipin ucu kaçınca emekli aylıkları arasındaki fark makası iyice açıldı. Asgari ücretin altında emekli maaşı olmamalıydı. Ülkenin sorunu olan göçmenlere yapılan milyonlarca liralık yardımla övünenlerin; uçan, yüzen, duran saraylara, kullanılmayan havalimanları ve geçilmeyen köprülerin müteahhitlerine para bulurken “emekliye daha fazla veremeyiz” demeleri onları üzdü ve “ellere var da bize yoh mi” dediler.  

2-GENÇLER 

Özellikle üniversite gençliği, ülkemizden beyin göçünü engelleyecek önlemler alınmamasından endişe duyuyorlar. Yurtdışını tercih eden doktorlar, mühendisler için “giderlerse gitsinler” diyen yöneticilerden ümitlerini kestiler. Kaldırılacağı söylenen “mülâkat” sınavının kalkmaması, üstüne üstlük Milli Eğitim Bakanı’nın “tarikat ve cemaatlerle protokol imzaladık” demesi, gençlerin gelecekle ilgili kaygılarını arttırdı.  

3-KADINLAR 

Eski eş cinayetleri en çok da kadınları düşündürdü. Uzaklaştırmaya rağmen korunamamaları güvenlik zayıflığı olarak değerlendirildi. Kadını sosyal bir varlık olarak görmeyen zihniyetle iktidarın ittifak kurması tuzu biberi oldu. “İstanbul Sözleşmesi”nden çekilen tek ülke olmamızı da unutmadılar.    

Bunlara benim de ekleyeceklerim var tabi.  Dokuzuncu Cumhurbaşkanı rahmetli Demirel’in  

“Boş tencere hükümet götürür” sözü, dayanma gücü yüksek olan halkımızda nihayet etkili olmaya başladı. Sadaka gibi yardımlarda bile çalışan-çalışmayan emekli ayırımı yapılması  haksızlıkla izah edilecek gibi değildi. Seçim öncesi mitinglerde “oy yoksa hizmet de yok” söylemi, merhamet duygusu yüksek, yufka yürekli seçmende alerji etkisi yaratmaya yetti. Vatandaş, önceki dönemde miting otobüsü kapısından kafasına çay paketi fırlatılmasının “onur kırıcı” olduğunun farkına yeni vardı. İktidarın, özellikle İstanbul seçim propagandasında “orantısız güç” kullandığı da gözlerden kaçmadı. Sonuç olarak, seçmen iktidara zayıf notlarla dolu bir karne verdi. Zayıf sayısı o kadar çok ki, iktidarın bütünleme sınavlarında başarılı olması zor görünüyor. Kısacası vatandaş “yetti gari” dedi. Yerel seçim sonuçları ülkemizin ve milletimizin hayrına olsun. Saygılarımla