Dün akşamüzeri bir okuyucumuzdan bir telefon aldım. Torbalı Caddesi üzerindeki bir binanın önünde sivil polis araçları ile olay yeri inceleme ekibinin olduğunu söylediler. Olay yerine gittiğimde binanın Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez’in ailesiyle oturduğu apartman olduğunu öğrendim. Bir iki soruşturmadan sonra gerekçenin ne olduğu söylenmeden inceleme olduğu ifade edildi. Ben de olayı haberleştirdim. Dünya üzerinde hangi kentte belediye başkanının evine polis girip inceleme yaparsa bu haber olur. Eğer yandaş ve yalaka değil ve biraz da cesursa bu gazeteci durumu haberleştirir. Altını çizerek söylüyorum durumu haberleştirir. Ben de öyle yaptım. Ne bir eksik ne bir fazla. Abartmadım, kimseyi suçlamadım. Başkanın kişiliğiyle ya da kendisiyle ilgili hiçbir ithamda bulunmadım, bulunmadık. ‘Evinde polis inceleme yaptı’ deyip haberde hırsızlık iddiası olduğunu da belirttim. Haberden kısa bir süre sonra sosyal medyada gazetemize ve imtiyaz sahibimiz Adem Aksakallı’ya hakaretler edildi. Zavallıların uzun zamandır başvurduğu bir yöntem olan hakaret ve küfür ‘Kişi kendinden bilir işi’ söylemiyle de doğru orantılıdır. Aslında halk arasında ‘Goygoycu’ olarak lanse edilen bu kişileri kalemime değdirip kalemimi kirletmek istemezdim ancak bugün size açıklama yapma gereği duydum. O da bazı kişilerin utanmadan ‘Şerefsiz’ bile diyecek kadar alçaldığı Adem Aksakallı’ya dil uzatılması. Babasını yıllar önce kaybeden ve bunun acısını hala içinde hisseden Adem Abi, önceki gün baba yarısı amcasını kaybetti. Sabah ilk uçakla Erzurum’a gitti. Haberi yaptığımdan haberi bile yokken acılı adam için ‘Şerefsiz’ diyen goygoycular türedi. Üstelik bunlar Görmez’in ya A takımında yer alan isimlerden oluşuyordu ya da belediyesinde çalışan isimlerden. Biz haberi yaptıktan sonra farklı cümle kullanacak kadar yeterliliği olmayan bir takım kişiler kopyala yapıştır yöntemiyle şu ifadeleri kullandı: Bir hırsızlık şüphelisi (hurdacı sanılıyor) mahalledeki bazı evlerin bahçelerine girip çıkıyor, bu bahçeli evler arasında Torbalı Belediye Başkanı Adnan Yaşar Görmez’in de evi bulunuyor. Vatandaş polise şikâyet ediyor. Polis kamera görüntülerini edinmek için Torbalı Belediye Başkanının kardeşinden yardım istiyor. Çünkü başkanın evinin çevresinde kameralar bulunuyor. Şimdi bu olayı belediye başkanının evine OPERASYON, İNCELEME şeklinde veren ve bütün İzmir medyasına servis eden kişi ne kadar gazetecidir. Ne kadar ahlak ve meslek ilkeleri sahibidir. Kişilikli olun efendi düzgünce seçim geçirmek için biz sabrediyoruz sabrımızı taşırmayın yalanla iftira ile siyaset yapmayın. Açık ve net söylüyorum. Ben haberimde operasyon, baskın gibi bir ifade kullanmadım. Haberi İzmir medyasına da servis etmedim. Kaldı ki DHA muhabiri olduğumu hatırlatır ve bu haberin tüm ajans için haber değeri taşıdığını belirtmek isterim. Eğer böyle bir şey yapmış olsam değil İzmir, tüm Türkiye konuşurdu bu olayı. Aslında kullandıkları ifadelerde beni fazlasıyla doğrulamışlar. Ben evde inceleme olduğunu söyledim evet onların deyimine göre kameralar incelenmiş, hırsızlık iddiası dedim evet onlar yine beni doğrulamışlar. Ha ayrıca söz konusu olayla ilgili emniyet müdürümüzü de aradım. Kendisi beni geçiştirip olayla ilgili hiçbir şey söylemedi. Ha bu arada güvenlik kamerası için bugüne kadar kaç defa bir binaya olay yeri inceleme polisi ile sivil polis gitmiştir onu da ayrıca merak ediyorum. Bugüne kadar hakaret etmediğimiz, kişiliğiyle ilgili saldırıda bulunmadığımız ancak gerek ekibi gerekse de zaman zaman da imza attığı işler, satılan araziler ve çekilen kredilerle sadece eleştirdiğimiz başkanın evi karakol merkezi değildir. Olay yeri inceleme ekibi yarın kaymakamın evine gitsin aynı haberi tekrar yaparız! Ancak bunu çok iyi biliyoruz ki bizim üzerimizden siyaseti kirletmek isteyenler var. Biz bu topa son defa giriyoruz. Yarası olan gocunur sözünü kimseye hatırlatmadan Torbalı halkına bırakıyorum sözü Söyleyin bakalım olayı olduğu gibi veren ben mi haklıyım, acısını hala yaşayan gazeteciye hakaret eden bu isimler mi haklı?