Türk Milleti’nin, “Artık bitti, yapacak bir şey kalmadı” dediği anda kurtarıcı olan Mustafa Kemal Atatürk ve ekibiyle, küllerinden doğduğunu dile getiren İYİ Parti Torbalı İlçe Başkanı Ahmet Künarlıoğlu, her birine minnetter olduğunu belirtti. Başkan Künarlıoğlu, “Cepheye top taşıyan kadından, kağnıyı sağlayan çiftçiye kadar hepsine minnettarız. Askerine erine hepsine allah razı olsun. Bugün onlar sayesinde buradayız. 9 Eylül, 30 Ağustos’un ardından nişanemizdir. Hepsine çok teşekkür ederiz” şeklinde konuştu. Torbalı Belediyesi’nin resmi bayramlar konusunda hassas olduğunu belirten Başkan Künarlıoğlu, “Saat 21.30’da kaymakamımızın düzenlediği 30 Ağustos anma törenimizi gerçekleştirdik. Mehter alayının ardından, bisikletlilerle kortej olarak fener alayımız oldu. Ardından konser düzenledik. Belediyemize teşekkür ederiz” dedi.

“İYİ PARTİ, GENÇLERE VE KADINLARA ÖNEM VERİYOR”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, partiyi kurarken, “Gençler ve kadınlar olmadan kuramam” diyerek, gençlere önem verdiğini anlatan Başkan Künarlıoğlu, kendisinin 27 yaşında İlçe Başkanı olduğunu belirtirken, 24 yaşında başkan olan örneklerin de olduğunun altını çizdi. Başkan Künarlıoğlu, “Üst kademede de genç kadının rolü çok. Ben 27 yaşında bölge başkanı oldum. Gençlere gerçekten il yönetimimiz ve üst yönetimimiz değer veriyor. Biz, büyüklerimizin tecrübelerini kendi enerjimizle birleştirip, sahada zuhur etmesini sağlıyor, yorulmuyoruz. Sürekli esnafla çiftçi üreticiyle iç içeyiz. Bizi gören gençler de erken yaşta siyasete giriliyormuş dediler. Türk siyasetinde belli yaş ve ekonomik olgunluğa erişmek gerekiyor algısı vardı. Ama İYİ Parti’nin ardından biz bunun yıkıldığını düşünüyoruz. Kadın ve gençler bizde ön planda. Yerel ve genel seçimlerde sıralamada kadın genç kontenjanı vardır, birçok partide yok. 24 yaşında Aydın’da parti başkanı var. Çok gençsiniz yapamazsınız demediler, yaptılar. Bu kararı yere düşürmemek için çabalıyor, çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Z KUŞAĞI VE BEYİN GÖÇÜ

Z Kuşağı’nın, her şeyi sorgulayarak ilerlemesine olumlu baktığını söyleyen Başkan Künarlıoğlu, bir insanın, her şeyi doğru bilemeyeceğini vurguladı. İYİ Parti olarak, Z Kuşağı’na önem verdiklerini belirten Başkan Künarlıoğlu, “Bir insan her şeyi doğru bilemez. Z kuşağı bunu açık yüreklilikle söylüyor. Kendi ailesinde bile. Biz de Z kuşağına önem veriyoruz. Geleceği planlamada Z kuşağının hamleleri bize ışık oluyor. Tecrübe, yaşta değil baştadır. Z kuşağından korkmalarının sebebi sorgulamadan, körü körüne bir şeyi kabul etmemeleri. Z kuşağından çok umutluyum. Sadece siyaset değil, tüm hiyerarşik yapıları değişecek. Z kuşağı her şeyi değiştirecek. Çok aktifler” sözleriyle, Z kuşağı hakkındaki görüşlerini aktardı.

Ülkedeki gençlerin, yurtdışı planlarını, olanaksızlıklar olarak açıklayan Başkan Künarlıoğlu, beyin göçünü, ancak yeterli imkanlar sağlanarak engellenebileceğini bildirdi. Başkan Künarlıoğlu, ülkede yaşanan beyin göçü hakkında şunları söyledi:

Onların ilk eğitimlerinden itibaren özgürlüklerini kısıtlamadan istediklerini yerinde ve mantık içinde vererek ülke içinde tutabiliriz. Ülkenin birçok yerinde fen laboratuvarı yok tam manasıyla. Kütüphane, interneti olmayan yerler var. Bu süreçte birçok çocuğumuz eğitimden mahrum kaldı. Online eğitime geçildi ama internet olmayan yerler var. Telekom zamanında özelleştirilmeseydi, devlet herkese ücretsiz eğitim sağlayabilirdi diye düşünüyorum. Sağlayıcılar senin elinde. Kimseye sormadan ücret talep etmeden verebilirdin. Noldu, belediyeler kendi şartları altında internet hizmeti sunmaya çalıştılar. Ama hükümetimiz bu konuda zayıf kaldı. Bu, eğitimde de geçerli. Öğrencileri daha interaktif hale getirebilmek için FATİH projesi yatırımı yapıldı. Bugün hepsi kaderine terk edildi. Projedeki akıllı tahtaların yalnızca kalemli kısmı kullanılıyor. Hiçbir interaktif faydasını görmedik, kullanıldığını duymadık. Avrupa Birliği bunları aştı. Çocuğu kreş döneminden itibaren sınıflandırıyor, ve o sınıflandırmayla bir yetenek tayin etmesine yardımcı oluyor. İlkokul seviyesinde belli oluyor. Hepsinin bir spor aktivitesi var, hepsine bir hobi kazandırılıyor. Bir yaşam standardı getiriyorlar. Gelişmiş ülkelerdeki öğrenciler ne olacağım demiyor. Bizde tam tersi. 17 yaşında meslek seç deniyor. Her şeye ulaşmaları kolay. Bilgiye ulaşması kolay, aile bilinçli, eğitmenler ona göre yetiştirmiş kendini. Türkiye’de bunlar biraz daha az. Öğrenci de haliyle bilgiye daha kolay ulaşabildiği, laboratuvar ortamlarına erişebildiği yerleri tercih ediyor. En azından bir fikri ortaya attığında, ‘yahu bu olur mu, sen de çok hayalperestsin’ denmediği, her fikre bilimsel çerçevede saygı duyulan ülkeleri tercih ediyorlar”

“ÜNİVERSİTELER BACASIZ SANAYİİ OLARAK GÖRÜLÜYOR”

“Türkiye’deki belirsizliğin, eğitimsel yoksunluktan ve kariyer planlamasının olmayışından kaynaklandığını düşünüyorum. Hükümetimizin politikası. Üniversiteler bacasız sanayii olarak görülüyor. Her ilçeye üniversite açılıyor. Avrupa’da en çok üniversiteye sahip olan ülke biziz. Ama nitelikte çok düşük seviyelerdeyiz. Matematik net ortalaması 1’in altında. Çok acı. Bir matematik sorusu çözemeyen biri üniversite kazanıyor, mezun olunca da işsiz kalıp, devlet bana iş bulmadı oluyor. Bunun yerine bir meslek edindirme olsa, elektrik argon kaynakçısı işletme mezunundan iki kat fazla para kazanıyorlar. Kırsaldan geliyorum, bizim orda 6 bin liraya çoban arıyorlar, çoban yok. Toplumda üniversite mezunu güzel bir profil çizdiği için, çiftçilik besicilik hor görülüyordu. Tornacı, fırıncı, kaynakçı Torbalı’da bulunamıyor. Bine yakın işletme var, ara eleman bulunamıyor. Mezun olan bizim kapımıza geliyor. Baktığımızda evet üniversite bitirmiş, yabancı dili de var. İki üç firmaya referans oluyoruz. Bizim normal üretim personeline ihtiyacımız var, teknik elemana, bakımcıya forklift operatörüne diyorlar. Haliyle, bu arkadaşlar da işsiz olarak dolaşıyorlar. Köklü bir değişiklik olmadığı müddetçe, bu sorun büyüyerek devam edecek”

“AK Partili arkadaşların Torbalı seçimine bu kadar müdahale edeceklerini düşünmemiştik”

Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur’un vefatının ardından, belediyede tekrardan bir seçim hazırlığı başlamasıyla, Cumhuriyet Halk Partisi adayı Mithat Tekin, belediye başkanı olmuştu.

Seçim sürecinin oldukça sancılı geçtiğini belirten Başkan Künarlıoğlu, Torbalı’da yaşanan durumun, Menemen’deki yolsuzluk iddialarına benzemediğini anlattı. Başkan Künarlıoğlu, “Menemen’de yaşanan olayla, Torbalı’da yaşanan olay aynı değil. Yolsuzluk iddiası vardı orda. Torbalı’da vefat durumu var. Böyle durumlarda mütevazı olunur, o dönemde iktidar kimse başkan adayı tayin edilir ve başkanlığa devam eder. Fakat AK Partili arkadaşlar hırslarına mı yenildi, bu kadar mı hevesliler bilemiyorum. Mahkeme süreci oldu, iki kere itiraz ettiler. Sonucunda Mithat Tekin seçimi kazandı. Biz rahatsız olduk bu kadar olaya müdahil olmalarından, çirkefleşmelerinden. Çok şükür onların umduğu gibi olmadı. Millet İttifakı devam ediyor. Mithat Başkan, esnaflıktan gelen bir abimiz olduğu için birebir diyalogu çok iyidir. Yeni devraldı. Çok iyi olacağından ümitliyiz” sözlerini iletti.

“DOMATES, POŞETTEN UCUZA SATILDI”

İYİ Parti olarak, Torbalı’da vatandaşla iç içe olduklarını aktaran Başkan Künarlıoğlu, kendisinin de köylü olduğunu vurgulayarak, çiftçiyle, sanayiciyle ve vatandaşla, aralarında perde olmadan konuştuklarını dile getirdi. 61 mahalleyi, en az iki defa dolaştıklarını belirten Başkan Künarlıoğlu, çiftçiden en çok elektrik ve su konusunda şikayet aldıklarını anlattı. Aynı zamanda domates yetiştiriciliğine de değinen Başkan Künarlıoğlu, domatesin yok pahasına satıldığını şu sözlerle iletti:

“Çiftçi mahsülü ekiyor, sulayacak. Elektrik panolarında sayaçlar sökülmüş. Borcu var diye. Çiftçi hasattan hasada ödeme yapıyor zaten. Neden kesiyorsunuz? Elektrik kurumlarını da özelleştirdiler. Devlette kalsaydı, vatandaşa bu kadar zulüm olmazdı. Çiftçi, borç harç ödüyor, ama maçın başında demoralizie oluyor”

“Domateste bir numaradır Torbalı. Bir umutla ovanın her yerine domates ekildi. Domates en son bir poşetten daha ucuza, 10 kuruşun altında satıldı. Fabrikalar anlaşıyor, 60 kuruşa. Hasat zamanı geldiğinde firma, taşıyıcıyla geçen yılın parasıyla anlaşma yapmaya çalışıyor, taşıyıcı da olmaz deyip gidiyor. Çiftçi bu mahsulü nasıl taşıyacak? Fabrika sen nasıl getirirsen getir diyor.1 dekarda 10 12 ton domates üreten çiftçi, traktörüyle toplasan 1 tonu zor götürüyor. Domates zaten hassas bir ürün, iki güne bozuluyor. Bunlar arka arkaya gelerek, bir domates dahi toplanamadan tarlayı sürdüler”