Torbalı Belediyesi'nde çeşitli disiplin suçları nedeniyle haklarında tutanak tutulan bazı işçilerin iş akdine son verilmesi sonrası kamuoyunda farklı yorumlar yapılırken, işten çıkarılan işçilerin bağlı olduğu Belediye-İş Sendikası'ndan belediyeye destek geldi. İşçilerin kendilerini mağdur gibi göstermeye çalıştığı iddiaları kamuoyunda fazla karşılık bulmazken, Belediye-İş Sendikası İzmir 4 No'lu Şube Başkanı Ayhan Doğan, sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Doğan, işçilerin bağlı olduğu sendikanın tutumuna yönelik eleştirilere yanıt verirken, Torbalı Belediyesi'ne de destek mesajı verdi.
TUTANAKLAR VE GEREKÇELER
Belediye tarafından yapılan incelemelerde, işçilerin iş yerine alkollü gelme, iş yerinde alkol kullanma, görevlendirildiği işte çalışmama, iş yerinde huzuru bozma, geç gelme ve izinsiz günlerce işe gelmeme gibi nedenlerle haklarında resmi tutanaklar tutulduğu belirtildi. Bu disiplin ihlalleri nedeniyle işten çıkarılan çalışanlarla ilgili sürecin hukuka uygun yürütüldüğü ifade edildi. Sendika Başkanı Ayhan Doğan, belediyenin aldığı kararları desteklediklerini belirterek, konunun çarpıtılmaması gerektiğini vurguladı. Belediyede çalışma düzenini bozan her türlü duruma karşı olduklarını belirten Doğan, sendikanın işçilerin haklarını koruma konusunda hassas olduğunu ancak kurallara uymayan çalışanlara karşı da sorumluluk taşıdıklarını dile getirdi.
Ayhan Doğan’ın açıklamaları şu şekilde:
Bazı basın organlarında sendikamıza dair açıklamalarda bulunan kişilere, belediyenin bazı işçileri ile Torbalı Belediyesi arasındaki iş akdinin son bulması sonrası yapılan açıklamalara cevap verme zorunluluğu doğmuştur.
Belediye-İş daima işçinin yanındadır. Çalışan, üreten, emek veren işçinin yanında olmaya da devam edecektir. Ancak iş aksatan, işe gelmeyen, iş yerinde alkol alan, iş yerinde uyuyan, çalışmak istemeyen ve bu disiplinsizlikleri çalışma arkadaşları ve amirleri tarafından tespit edilen ve kanıtlarıyla tutanak altına alınan hiç kimsenin arkasında dün olmadığı gibi yarın da olmayacaktır.
Kamuoyunu yanıltmak yerine, gerçekleri kamuoyuyla paylaşmak gibi bir sorumluluğumuz olduğunu da unutmamaktayız.