2,5 yıl oldu Adem Abi’nin(Aksakallı) gemileri yakması. Kimsenin yazmadığını yazacağım diyerek çıktı yola ve Torbalı Güncel markası ile bir söz verdi bu kente. Amaç sadece siyasi yazılar değil herkesin ilk anda, ilk ağızdan habere ulaşmasını sağlamaktı. Omuzuna yük olmasın diye 1,5 yıl önce de ben sırt verdim. Bir müddet sonra da Amede kardeşim(Alpagut) yükümüzü hafifletti. Söz verdik bu kente, tutmaya çalışıyoruz. Kimsenin tekeli olmadan, Torbalı’yı ortak payda olarak görerek… Her sese kulak verip, feryatlara da yer verdik. Haziran 2017 tarihiydi. Dirmil’den haber geldi ‘Şehit mezarı bakımsız’ diye. Koştuk, bakımsızlığını haber yaptık, ‘Bu mudur değeri?’ dedik. 1998 yılında şehit olmuş Abdülbaki Aygün. 20’sinde. Belki de hiç dönmeyeceğini bile bile gitmiş Şırnak’a… Ailesi ile konuştuk, ‘Abdülbaki şehit sayılmadı. Kaza kurşunu ile öldü ama kimse ona şehit demiyor! Bu onun da hakkı değil mi? Bu vatan için gitmedi mi oralara, kurşunun kahpesi, kazası mı olur? O vatan uğruna orada can vermedi mi?’ dedi. Haklıydılar, gittik hemen oraya. Orda olmamız gerekiyordu gittik. Adem abiyle mezarın başında önce dua ettik sonra fotoğraf çektik… Az araştırdık ki şehitlik anıtında adı varmış Torbalı’nın… ‘Anıt da adı var ama şehit sayılmıyor’  dedik haberde… Kaymakam beyle görüştüm, ‘İlgileniyoruz, araştırıyoruz’ dedi. Sevindim, belki de kursağımda kalacaktı ama sevindim. Pardon sevindik… Yazışmalar yapıldı, evraklar istendi, koşturuldu biraz.  Sonra bir haber, ‘Dirmilli Abdülbaki artık şehit…’ Tam 28 yıl sonra. Dile kolay… Anne, baba, kardeş, yeğen… Herkesin beklediği haber tam 28 yıl sonra geldi… Aileye hiç beklemedikleri, bugüne kadar talep etmedikleri şehit maaşı bağlandı… Tek dilekleri olan mezar da şimdi yapılmaya başlandı. Başında bir tabela ‘Şehit Abdülbaki Aygün’ Ne büyük gurur! 28 yıl sonra yeğenleri amcalarının şehit olduğu haberi ile seviniyor, kardeşi  gurur duyuyor anne ve babasının gözleri açık gitmiyor. İşte Torbalı Güncel aslında bunun için var… Verdiğimiz söz buydu. Bir anlık hata yapsınlar da mahkemelere başvuralım, gazetelerini kapatalım telaşında bulunanlara bu olay bir derstir belki de. Kapatmayı istediğiniz, engellediğiniz bu gazete olmasaydı belki de Abdülbaki Aygün bugün hala şehit sayılmayacak, varlığından kimse haberdar olmayacaktı… Payı kendimize çıkarmak tabi ki yanlış olur. Biz sadece ailenin sesi olduk, geri kalanını büyüklerimiz halletti. Kaymakamımıza, valiliğimize de bu konuda şükranlarımızı sunuyoruz… Ha unutmadan… Bu kente sözümüz var! Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!