Türkiye'nin kurutulmuş domates ihracatında lider konumda bulunan Torbalı’daki tarlalar, adeta kırmızıya büründü. Binbir zahmetle kurutulmaya bırakılan domates işinde çalışanların büyük kısmını ise Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinden gelen tarım işçileri oluşturuyor. Nisandan itibaren memleketlerinden ayrılmaya başlayan mevsimlik tarım işçileri, sezon bitene kadar farklı kentlerde çalışıyor. Kendi imkanlarıyla kurdukları derme çatma çadırlarda yaşamak zorunda kalan aileler, evlerinden yüzlerce kilometre uzakta "gurbet mesaisini" sürdürüyor. Temmuzda hasadı yapılan domatesler kurutulmak üzere traktör ve kamyonlarla belirlenen alanlara getiriliyor. Gün doğumuyla çadırlarından çıkarak domates mesaisine başlayan işçiler, toprak zemin üstüne serilmiş beyaz örtüyle kaplı alana giriş yapıyor. Dağıtılan domatesleri tek tek ortadan ikiye kesen işçiler, ardından ürünleri kuruması için tarlaya seriyor. Öğle yemeği için çadırlarına giden aileler, kısa bir dinlenmenin ardından yeniden domateslerin kurutulduğu alanın yolunu tutuyor.
Günde ortalama 100 ila 150 kasa domates kesebiliyorlar
Kavurucu güneşin altında saatlerce çalışan işçilerden her biri el çabukluğuna göre günde ortalama 100 ila 150 kasa domates kesebiliyor. İşlem yaptıkları kasalara göre para kazanan işçiler, bu nedenle daha çok domates kesmek için adeta zamana karşı yarışıyor. Günlük 150 kasalık domates kesen kişi ortalama 37 bin 500 ürün işlemiş oluyor. Domates kesen kadınlar, çadırda yemek, temizlik ve çocukların bakımı gibi işler için de mesai harcıyor. Banyo, mutfak, elektrik ve su olanakların kısıtlı olduğu alanda küçük çocuklar ise oyunlar oynayarak keyifli vakit geçiriyor. Hem tarlada hem de yaşadıkları çadırda günlerini geçiren işçiler, eylülde ise pamuk toplamak için Çukurova'nın yolunu tutuyor
ÖMÜRLERİ ÇADIRLARDA GEÇİYOR
İlerleyen yaşına rağmen çocukları ve torunlarıyla çalışan Ayşe Şenlik, çocukluğundan itibaren bu işlerin içinde olduğunu söyledi.
Şenlik, 10 çocuğundan sadece 3'ünü okutabildiğini, diğerlerinin ise bu işlerde çalıştığını anlatarak, "Ömrümüz çadırda geçti. Pamuk, pancar, soğan, fındık her işte çalıştım ama yaş artık ilerledi zorlanmaya başladım. Birçok hastalığım var. İşimiz zor ama emeğimizin karşılığını alabildiğimiz için şükrediyoruz. İş bitmeden bir süre önce de çadıra gidip yemekleri hazırlıyorum. Domates işi bitmek üzere ama seneye ölmezsek yine geleceğiz." dedi.
"BU İŞTE HIZ VE DİKKAT ÖNEMLİ"
5 çocuk babası bir başka işçi ise temmuzun başında Siverek'ten yola çıktıklarını ifade etti.
Domates işi için son 6 yıldır Torbalı'ya geldiklerini anlatan İlik, şunları söyledi:
"Her gün saat 6'da mesaiye başlıyoruz. Bir süre çalıştıktan sonra çay molası veriyoruz. Daha sonra öğlen namazına kadar çalışmaya devam ediyoruz. Öğlen yemeğinde yaklaşık 2 saat dinlendikten sonra akşam ezanına kadar çalışmayı sürdürüyoruz. İşçiler kestikleri kasalara göre para kazanıyor. Günde 70 kasa kesen de var 150 kesen de. Bu işte hız ve dikkat önemli. Bu sürede tuzcular tuz atıyor. Hava sıcaklığına göre 6 günden sonra domates kuruyor. Bunları toplayıp depoya gönderiyoruz. Buradaki mesaimiz daha önceleri yaklaşık 2 ay sürüyordu ama artık işçi sayısı arttığında 40 güne düştü. Kalabalık aileler doğal olarak daha çok para kazanıyor. Ama genel olarak kazandığımız para bizleri tatmin ediyor. Memnunuz. Bundan sonra pamuk toplama işine gideceğiz."