Ören yeri olmasının üzerinden on yıl geçmesinden sonra Metropolis Antik Kenti için ikinci büyük adım, Torbalı Belediyesi ve Torbalı Ticaret Odasının organizasyonuyla nihayet atıldı ve tarih meraklısı gezginleri kentimize getirecek olan “Türsab” yetkilileri aynı mekanlarda ağırlandı, gezdirildi, anlatıldı ki; biz bu girişimde epey bir gecikmişiz…

Yapılacak başka ve de daha önemli işler vardı herhalde…

Neyse, dünyanın sonu olmadığı gibi sekiz bin yıldır bekleyen yapıların sabrının yanında Torbalının on yıllık ihmalinin lafı bile olmaz…

                                                                       ***

Torbalı’da can dostlar için anlamlı etkinlik Torbalı’da can dostlar için anlamlı etkinlik

Metropolisin ören yeri statüsüne kavuşmasında katkıları olan dönemin; muhafazakar ana menünün sosyal demokrat çeşnisi Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ı anmadan geçemeyiz. O zatı muhterem için bir iki satır bir şeyler söyleyemez isem akşam başımı koyduğum yastık diken çuvalına döner…

Belki başka bir yazıda…

                                                                       ***

Diyelim ki değerli tur operatörleri, misafirlerini Torbalının altyapı telaşının aralarından ustalıkla geçirip Metropolis ören yerine ulaştırdılar…

Su yok, kahve yok, yemek yok, sıcaktan başını sokacak bir çardak altı, kışın dizleri ısıtacak bir soba başı yok…

Hadi yaptınız diyelim…

Müze Yok…

Neden? Çünkü cip cezalı…

Tarih sever bir gezgin: “Hadi gidip şu grifonlu mermer koltuğun orjinalini görelim” derse…

Rehber, önce lafı Özbey-Yeniköy civarında şöyle bir dolandırdıktan sonra; “valla 35 km gidip İzmir Arkeoloji Müzesinde görebiliriz” diyecektir…

Birkaç turdan sonra başa döneceğiz…

                                                                       ***

Müze gereksinimini yıllardır söylüyoruz ama duyanların seslerini duyurdukları mesafe sorunlu, Torbalı üvey, Torbalı yalnız, Torbalı kötü siyasetin “sen yaptın-ben yapacaktım”  kayıkçı kavgasının sandal enkazı…

Cip cezalısı…

                                                                       ***

Askerlik yapanların anılarında anlatacağım hikaye benzeri hoş notlar vardır. Kademenin biraz uzağına terkedilmiş bir cip vaktin birinde ‘cezalı’ diye anlatılır. Erat arasında; o cipin günün birinde komutanı götürürken yolda arıza yapıp kaldığı için komutan tarafından cezalandırıldığı söylenir ve devreden devreye o şekilde aktarılır. Cipin parça beklediği ya da servis dışı olduğunu bilenler gülümseyerek susarlar.

Ancak bizim Torbalının cezası üzerine gülümseyecek halimiz kalmadı…

Neredeyse yirmi senedir ulusal bütçeden bir hastane, karmaşa yumağına dönen bir Kemalpaşa kavşağı dışında dişe dokunur bir başka yatırım alamamıştır…

Torbalı cip cezalısı…

Bari bir müze, cezaya küçük bir ara verip bir müze yapabilsek…

Mehmet ERGÜN