2014 yılında Ankara’dan İzmir’e taşınan ve o güne kadar tarımla ilgilenmeyen 44 yaşındaki Damla Edes Öz, İyi tarım uygulamalarıyla önce zeytinyağında ‘Mine d’olive’ markasını kurdu. Öz, daha sonra hayatında ilk defa 2014 yılında İzmir’de tanıştığı Enginar bitkisini, 20 yıllık dostu Barış Soyuer ile birlikte Torbalı’da ekmeye karar verdi. İlk enginar ekimini geçen sene 14 dönümlük küçük bir alanda denemek için yapan ikili, bu sene bu ekimi 50 dönümlük bir alana taşıdı. Doğma büyüme Ankaralı olan ve yıllarca lojistik sektöründe çalışan Öz, hayatında tarım ya da enginar özelinde bir hayalinin olmadığını söylüyor. “TARIM ÖZELİNDE BİR HAYALİM YOKTU” Damla Hanım, öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? İsmim Damla Edes Öz; 1975 Ankara doğumluyum; TED Ankara Koleji ve ardından Mülkiye Uluslararası İlişkiler mezunuyum. Evliyim; 9yaşında kızım ve 10 yaşında oğlum var; 2014 yılından beri İzmir’de yaşıyoruz. 2014 yılında İzmir’e geldiniz ve daha önce görmediğiniz bir tarım ürünü olan enginarı üretmeye başladınız. Bu nasıl oldu, daha önce tarım yapmak içinizde var mıydı? Yoksa bir hevesle mi bu sektöre girdiniz? Bu işi yapmaya sizi iten neydi? İzmir’e geldiğimde lojistik sektöründe çalışmaya devam ettim 3 sene kadar. Doğruyu söylemem gerekirse tarım ya da enginar özelinde bir hayalim yoktu. Ancak İzmir’in hinterlandının genişliği, doğayla daha çok vakit ayırabilme imkanım; çocuklarımız için daha içime sinen işler yapma isteği ve mevcut ortamın uygunluğu karar vermemi kolaylaştırdı. “KRİZİ FIRSATA ÇEVİRDİK” Peki, tarım sektörüne girerken ne gibi riskler aldınız, karar verirken zorlandınız mı?  Eşimin, ailemin, arkadaşlarımın ve doğal olarak ortağım Barış Soyuer’in destekleri birçok risk ve tehdidi önden görerek fırsata çevirme imkanı verdi. Her girişimde olabilecek sıkıntılarımız oldu ve olacak da ama bitmeyen iş, çözülmeyen sorun yok diye düşünüyorum. Daha önce görmediğiniz bir ürünü üretmek nasıl bir duygu? Heyecan verici. İki adet yaprak olarak ektiğiniz kökten boyunuzu geçen bitkinin büyüdüğünü adım adım görmek çok keyifli. Bugüne kadar kaç dönümlük alanda ne kadarlık bir enginar üretimi gerçekleştirdiniz? Geçen sene 14 dönüm deneme üretimi; bu sene ise 50 dönüm enginar ektik; şükürler olsun güzel bir sezon geçiriyoruz. Enginar’ın ihracatını yapıyor musunuz? Yapıyorsanız kaç ülkeye ihracat yaptınız? Henüz ihracat yapmadık ama ürün işleme tekniklerini ve markalaşma sürecini zaman içinde geliştirerek ihracat yapmak her üreticinin hedefi olmalı bence. Bu işi yapmaya başladıktan sonra önceki hayatınızla kıyasla şimdiki hayatınızda neler değişti? Fiziken daha çok yoruluyorum ama yaptığım iş gerçekten içime siniyor. “FAYDALARINI GÖRÜYORUM” Enginar işine beraber giriştiğiniz, Barış Bey ile nasıl bir iş paylaşımı yapıyorsunuz? Bir erkekle çalışmanın zorlukları ve avantajlarından bahsedebilir misiniz? Barış benim 20 yıllık dostum; her konuda aynı düşünmesek de benzer hayat görüş ve değerlerini paylaşıyor olmamız kesinlikle çok büyük şansımız. Farklı baktığımız noktalarda birbirimizin fikrine saygı duymamız ve ortak noktayı bulmamız da kolay oluyor. Çalışma hayatında ben cinsiyet eşitliğine inanırım ama şahsen ben bazen süreçlerde boğulabilirim; erkeklerin olaylara bakışının daha basit ve sonuç odaklı olmasının faydasını görüyorum. Plazayı bıraktınız, zeytinyağında “Mine d’olive” markanızı kurdunuz, bu süreci kısaca anlatabilir misiniz? Ne yaparsam yapayım bilerek; öğrenerek en iyisini yapma hedefiyle zeytinyağı için ilk iş eğitimlere katılmam oldu; zeytinyağı üretim, depolama, markalaşma, tadım eğitimlerine katıldım; sahada deneyimleri dinledim ve atılması gereken adımları yavaş yavaş atmaya başladım; yolumuz bu konuda çok uzun. “Mine d’olive” ailemiz için hikâyesi olan bir marka; tescil de alındı; umarım yolu açık olur. Enginarda da marka olma hedefiniz var mı? Sadece enginar değil iyi tarım uygulamalarıyla yapacağımız üretimler için markalaşma hedefimiz var ve bunun için de adımları atmaya başladık. Üniversite yıllarınızda bir yerde çalıştınız mı? (Çalıştıysanız) Okurken çalışmanın size bir getirisi oldu mu? Üniversitedeyken profesyonel olarak çalışmadım; ancak birçok sosyal sorumluluk projesinde yer aldım ve katıldığım sosyal kulüp faaliyetlerinden profesyonel iş hayatım için çok şey öğrendim. Son olarak, eklemek istediğiniz bir şey var mı? Çıktığım bu yolda bana bugüne kadar bilerek ya da bilmeyerek yol gösteren, destek olan, iyi niyetle yaklaşan herkese çok teşekkür ediyorum. Herkesin sevdiği, inandığı ve yapmaktan gurur duyduğu işlerle gündeme gelmesini diliyorum. İlkses Gazetesi