Çapak Mahallesi’nde ruhsatsız bir şekilde faaliyet gösteren beton parke ve bordür üretimi yapan Bilmesa Beton Mam. İnş. ve Tic. Ltd. Şti. (eski adıyla MCA Beton) hakkında 3 kez kapatma kararı verilmesine rağmen çalışmaya devam ediyor. 4 yıldır hukuki mücadelesini sürdüren Çapak köylüsü Nebi Uyar ruhsatsız işletmenin kapatma kararına rağmen mühür kırarak faaliyetine devam ettiğini vurguladı. Uyar, 3 milletvekilinin işletmeyle ortak çalışmalar yaptığını, bu nedenle bürokratlara baskı yapıldığını ve kurumların kapatma kararlarının uygulanmasına engel olunduğunu iddia etti. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca kapatılması gereken tesise belediyenin daha önce iki kez cezai işlem uyguladığı ancak çalışmayı durdurma gibi yetkiye sahip olmadığı öğrenildi.
'TOZ VE ATIKSULARI TOPRAKLARIMIZI KİRLETTİ'
Yenigün gazetesinden Bilge Ünbal'ın haberine göre, Çapak Mahallesi’nde ruhsatsız beton parke ve bordür üretimi yapan Bilmesa Beton’un, kirliliği önlemek adına hiçbir önlem almadan sınırına yerleştiği tarla sahipleri, firmanın yarattığı kirlilik nedeniyle tarım ve hayvancılık faaliyetlerini yerine getiremediklerini belirtti. İşletmeyle tarla sınırı olan Nebi Uyar, 2021’den bu yana taş fabrikasının çıkardığı toz ve atıksuların ağaçlarını, topraklarını kirlettiğini ve çıkardığı gürültüden dolayı evlerinde yaşayamaz hâle geldiklerini anlattı.
'SON NEFESİME KADAR KORUMAYA DEVAM EDECEĞİM'
4 yıldır toprağını ve ağaçlarını korumak için firmaya karşı verdiği hukuki mücadelede 500 bin liranın üzerinde masraf yaptığının altını çizen Uyar, “Zaten çifti olarak ürettiğimizden bir şey kazanamıyoruz bir de buradaki üretimi tamamen yok edecek olan bu firmayla uğraşıyoruz. Elimde avucumda olanı da toprağımı koruyayım diye davalarda, keşif süreçlerinde harcadım. Ama ne olursa olsun vazgeçmeyeceğim, burası benim evim, tarlam, ağacım, vatanım. Son nefesime kadar korumaya devam edeceğim” ifadelerini kullandı.
'SAĞLIĞIMIZI ETKİLİYOR'
İşletmenin sınırı bulunduğu bir başka tarla sahibi Ufuk Turan da işletmeden gelen tozların yapraklara zeytinlere ve toprağa yayıldığını vurgulayarak, “Bu taşların tozları, kireç gibi zeytinin üzerinde kalıyor ve yapışıyor. Biz bu zeytinleri topluyoruz, kahvaltı da yiyoruz, yağını sıkıyoruz. Dolayısıyla bizim de sağlığımıza zarar veriyor” diye konuştu.
Zeytin veriminde büyük düşüş yaşandığını da ekleyen Turan, “Eskiden daha çok verim alırdık. Şimdi özellikle firmanın sınırında olan zeytinler neredeyse hiç verim yapmıyor. Molozlarını ve çöplerini de tarlamızın içine kadar döküyorlar bu nedenle tarlayı da süremiyoruz” dedi.