4 Mart 2025 günü haklarında yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanarak Kırıklar Cezaevi’ne gönderilen, Torbalı Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Başkanı ve aynı zamanda öğretmen olan Hayri Aktaş, gazetemize bir mektup göndererek yaşanan süreci anlattı.

İşte aklarındaki iddiaları ve yaşananları anlatan Aktaş’ın mektubu:

Merhaba

Öncelikle tüm gazete emekçilerini ve okurlarını sevgi ve saygıyla selamlıyorum. İçinden geçtiğimiz bu antidemokratik ortamdan ve karanlık günlerden sizin cesaretli ve direnişçi tutumlarınızın bilinciyle, başta tutuklu öğrenci ve aileleri olmak üzere adaletsizliğe uğramış, zarar görmüş herkese geçmiş olsun dileklerimi paylaşıyorum.

Ülkenin içinde bulunduğu yargı sistemi ile “Üretilen bir gizli tanık veya itirafçı” üzerinden muhalif tüm kesimlerin dizayn edilme sürecini yaşıyoruz.

4 Mart 2025 günü, bir şafak vakti bizler de göz altına alındık. Güneş karanlığı aydınlatmaya başladığında yalnız olmadığımızı anladık. 4 günlük gözaltı süresi dolduğunda “Görevli” mahkeme tarafından tutuklanıp Kırıklar 2 no’lu F tipine konulduk.

Biz tutuklanan Hayri Aktaş, Doğanay Köğüş ve Adem Bulgur’un ortak noktası TOKSED’de yönetici olmamız. Hücremizde de 4. arkadaşımız Bergama’dan ziraat mühendisi Ünal Kaymak var. Ben ve Doğanay öğretmeniz, Adem ise mali müşavir.

Sizlere kısaca TOKSED’i (Torbalı Kültür Sanat ve Eğitim Derneği) anlatmak isterim. Çünkü bu şafak operasyonundan murat edilen TOKSED’in halkın yanında yer alması, gericiliğe ve yozlaşmaya karşı demokratik, çağdaş, ilerici bir ülke şiarının halkta karşılık bulmasıdır.

2022 yılında kurulmuş, kültür sanat ve eğitim alanında, emek ve emekçiden yana taraf olan, politik ve ekonomik olarak tüm siyasi parti ve örgütlerden bağımsız, özerk bir dernektir.

Tüm sorumluluğu ve karar alma süreçlerini üyelerinin tamamıyla paylaşan, yönetim kurulu toplantılarını ve kararlaşma süreçlerini tüm üyelerin katılımına açık olarak yapan, demokratik yönetim anlayışını benimsemiş ve içselleştirmiş bir dernektir.

Derneğimizin üyeleri arasında, emekliler, ev kadınları, öğretmenler, memurlar, işçiler, doktorlar, avukatlar, hemen hemen her meslekten ve genellikle orta yaşın üzerinde insanlar vardır.

Faaliyetlerimizi ömrünce sahneye çıkmamış, şiir okumamış, tiyatro oynamamış, bir çoğu tiyatro bile izlememiş üyelerimizle amatör bir ruhla gerçekleştiriyorduk.

İnsanları kahveden, TV başından kaldırıp hayatla bağlarını yeni baştan kurmalarına teşvik ediyor, hep birlikte hayata bağlanıyorduk.

Amatör ruhlu 50-70 yaş arasındaki üyelerimizle “Haziran Anmaları” adıyla her yıl şair - yazar anmaları yaptık. Şiir geceleri düzenledik. Yerel şair-yazar buluşmaları ve şair-yazar tanıtımları gerçekleştirdik.

Şeyh Bedrettin Destanı’nı üyelerimizle birlikte sahneledik. Tutuklanmasaydık 30 Nisan’da Kuvva-i Milliye Destanı’nı sahneleyecek, Haziran ayında Haziran Anmaları’nın 4.sünü gerçekleştirecektik.

Derneğimizin yaptığı etkinlikler yüzlerce insanı izliyor, beğenilerini dile getiriyordu.

Daha yeni kurulduğumuzda, Torbalı’da öğrencilerin ders çalışma imkanı sağlanması ve cafe/bar kültüründen uzaklaşması için Torbalı Kaymakamlığı ve Torbalı Belediye Başkanlığı ile yürüttüğümüz çalışmalar ve basına verdiğimiz demeçler sonrasında, Torbalı’da açılan öğrencilere hizmet veren Kitap Cafe’nin fikir öncülüğünü yapmanın onurunu yaşadık.

Torbalı köylerinde kurulmak istenen tarıma, çevreye, doğaya zarar veren kireç ocağı, taş ocağı vb. karşı eylemin yanında yer aldık. 1 Mayıslara, anmalarımıza pankart ile katıldık.
6 Şubat depreminde dernek üyelerimiz ve Torbalı halkının desteği ile acil insanlarımızın yardımına koştuk.

Faaliyetlerimizden de anlaşılacağı gibi derneğimiz TOKSED ve bizler, halktan emekçiden yana, yozlaşmaya karşı çağdaş, gericiliğe karşı ilerici bir anlayışa sahip, demokrat, soran sorgulayan, hukuku ve adaleti savunmaktadır.

Bir haftadır palmiye ağacında mahsur kalmıştı Bir haftadır palmiye ağacında mahsur kalmıştı

Bu tavrımızdan rahatsız olan güçler, hem derneğimizi gözden düşürmek, halkın ilgisinden yoksun bırakmak hem de bizlerin muhalif kimliğini terörize etmek için, 2013 yılında deneyip bir sonuç alamadıkları senaryoyu tekrar gündemlerine almışlar.

Ben 2013 yılında, bu günde tutuklanma nedeni olan ithamlardan 12 yıl boyunca yargılanıp 2024 yılında beraat ettim.

Bu sefer kendilerinin ürettiği iftiracı bir tanık aracılığıyla aynı iddiaları tekrarlamışlar. Maalesef ülke tarihimiz üretilen iftiracı tanıklarla doludur. Bunun en açık örneği de CHP ve İmamoğlu davasıdır.

Bu iftiracının bizlere neden iftira ettiğini bilemeyiz. Kendisine nelerin teklif edildiğini ya da nasıl korkutulduğunu da bilemeyiz. Bildiğimiz biz bu iftiradan başımız dik, alnımız açık ve onurla çıkacağız.

Fakat bu iftiracının kullanılıp bir köşeye atılacağını, ailesinin, yakınlarının, arkadaşlarının yüzüne bakamayacağını biliyoruz. Kendisine kızgın değiliz. Ömür boyu utanca mahkum edilmiş birine acıyor ve üzülüyoruz.

Bildiğimiz kadarıyla 6 Şubat depremlerinde depremzedelere yardım toplayıp ulaşımında bulunmakla, toprağa, doğaya, tarıma köylülerle birlikte  sahip çıkmakla suçlanıyoruz.

Bizimle birlikte yaklaşık 30 kadar kişi gözaltına alınmış, bunların hepsi de 2013'te Kamu Emekçileri yani KESK'e yapılan operasyon sonrası yargılanıp yıllarca dava sonrası beraat eden kişiler. Ve üzerimize atılan suçlar yine aynıları, para toplamak, toplantı yapmak.

Kamuoyu ve halkımız bilmelidir ki, varsa bir suçumuz, o da bu vatanı sevmektir. Halkımıza bağlılıktır.

Bizleri yalnız bırakmayacağınızı biliyoruz. Hücrelerimiz sizlerden gelen şiirle, mektupla, selamla özgürleşip umutla dolacaktır.

Kendinize ve ülkemize iyi bakın. Demokrasiyi, hukuku, adaleti ve özgürlüğü sahipsiz bırakmayın.

Hasretle, saygı ve sevgiyle selam ve özlemle kucaklarım.

Hayri Aktaş
Kırıklar 2 Nolu F Tipi Hapishane C/80
Buca, İzmir