Torbalı Lotus Psikoloji Uzman Psikolog Ceren Kılıçlı Çetin, toplumsal travma ve etkilerini anlatan bir yazı kaleme aldı.

Travma; bireyin fiziksel ve ruhsal bütünlüğünü tehdit eden olay ya da durumdur. Bireyin kendisinin yaşadığı veya tanık olduğu, aniden ve olağan dışı olumsuz olayları kapsar. Üzüntü, korku ve tehdit ve güvensizlik gibi olumsuz pek çok duygu hissedilir. Yaşadığımız bu olay kavramak ve baş etmek oldukça zordur dolayısıyla bu deneyimi bireysel belleğimize yerleştirmekte güçlük çeker, travma tepkileri gösterebiliriz.

Toplumsal travma ise, aniden yaşanan yıkıcı bir olay sonrasında toplumun büyük kesiminin etkilenmiş olduğu durumları kapsar. Doğal afet, kazalar, savaş, politik, etnik, dini ya da cinsiyet temelli şiddet olayları gibi toplumsal travmalar sadece travmayı yaşayan bireyleri değil, bu duruma doğrudan veya dolaylı biçimde tanık olan herkesi etkileyebilecek güçtedir.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de geçmişten günümüze dek çok sayıda toplumu etkileyen onlarca olay yaşanmıştır. Geçmiş dönemlerde savaşlar, yakın geçmiş de ise terör, deprem, afet ve salgın hastalıklar pek çok kişi üzerinde travmaya sebep olmuştur. Toplumsal travmaların ortak noktası; aynı olayın çok kişi üzerinde sarsıcı etki bırakmış olmasıdır.

Toplumsal Travmaların Kişiye Etkileri:

    Toplumsal travmaların bireyler tarafından algılanış biçimleri ve travmayı dışa vuruş biçimleri pek çok değişkenden etkilenir; genetik aktarım, geçmiş yaşantılar, stresle başa çıkma becerisi gibi. Örneğin geçmişinde yıkıcı bir depremde aile büyüklerini kaybetmiş olan birinin yaşayacağı deprem temelli travmanın büyüklüğü diğer insanlara göre daha fazla olacaktır. Aynı şekilde daha önce bir patlamada yakınını kaybeden birisi için, çok yakın zamanda meydana gelen İstanbul patlamasından etkilenme düzeyi çok daha farklı bir boyutta olabilir.

     Toplumsal olaylara uzaktan şahit olan, medyadan takip eden kişilerde ise; olayı yaşayanlar için üzüntü hissedilirken, diğer taraftan da benim veya sevdiklerimin de başımıza da gelirse düşüncesi sebebiyle yoğun kaygı duygusu yaşanabilir. Toplumsal travmayı bizzat yaşayanlar ve travmatize olan kişiler sürekli o olayı yaşıyormuş gibi hissedebilir günlük hayatları büyük ölçüde etkilenebilir. Travma şiddeti daha düşük olan kişilerde ise ufak bir tetikleyici ile kaygılanma ve zihinlerinde olayı tekrar hatırlama durumları ortaya çıkabilir.

     Toplumsal travmanın dışavurumu kişiden kişiye göre farklılaşır. Kimileri sessiz kalıp olay hakkında konuşmamayı tercih ederken, kimileri olayları paylaşarak kendisini daha iyi hissetmeye çalışabilir. Genel olarak ise yas, çaresizlik, hayatta kalma suçluluğu, acizlik, aşırı kaygı gibi güçlü duygular yaşanır. Aynı zamanda bu durum kişilerde travma sonrası stres bozukluğuna da beraberinde getirebilir. TSSB’nun belirtileri; travmatik olayı sık sık hatırlama, uyku problemleri, çabuk sinirlenme, olayı hatırlatan unsurlara karşı aşırı hassasiyet ve tepkiler şeklindedir.

     Toplumsal travmalar, toplumsal bellekte çok uzun süreler kalır ve unutulması çok uzun zaman sürer. Kişilerde bıraktıkları etkiler ise tedavi edilmezse daha ciddi problemler ortaya çıkabilir. Dolayısıyla eğer toplumsal travmaların yıkıcı etkileri, hala zihninizde büyük bir yer kaplıyor ve siz her gözlerinizi kapattığınızda o sahne beliriyorsa bir uzmandan destek almanız gereklidir.