Spor yapmakla ilgili gerek internet üzerinden, gerekse çevreniz dahilinde ufak çaplı bir araştırma yaptığınız zaman karşınıza mutlaka disiplin, katı diyet, azim, sabır ve istikrar gibi kelimeler çıkacaktır. Spor yapmak ve bu anlamda başarılı olmak çağımızda Everest Dağı’na tırmanmakla eşdeğer gibi gösterilse de inanın, kazın ayağı öyle değil.

Öncelikle bu yazıyı podyuma çıkma hazırlığı yapmayan, kafasının bir köşesinde sağlıklı olmak ve sağlıklı görünmek isteyen bir birey olduğunuzu varsayarak yazdığımı söylemek istiyorum. Spor sizi korkutmasın: Çünkü söyledikleri kadar zor değil. Bu işi zorlaştıran yegane unsur, spor yapmaya karşı bakış açılarımız.

Madem amacımız sağlıklı olmak ve kendimize yakıştırdığımız şekilde görünmek, öncelikle şunu söyleyeyim: Size adeta bir yarışmacıymışsınız gibi söylenen her şeyi unutun. Düzenli olarak spor yapmaya niyetli olmanız, sosyal hayatınızdan vazgeçeceğiniz ya da sevdiğiniz tatlıyı yiyemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Tam tersine, spor yaptığınızda dopamin salgılayan beyniniz sayesinde, eskisinden daha sosyal bir birey olma ihtimalinin yanı sıra, yediğiniz tatlının kalorilerini tolere edebileceksiniz demek oluyor. En basitinden şöyle düşünün: Spor yapmadan tatlı yediğiniz bir günü mü tercih ederdiniz? Yoksa düzenli spor yapmanın verdiği rahatlıkla tatlı tüketmeyi mi?

Spora devam ettiğiniz sürece gelişim göstereceksiniz. Gelişim göstermenizde beslenme ve dinlenme gibi faktörlerin rol oynadığını inkâr etmemiz mümkün değil. Ama aklınıza daima şunu getirin: Sizin beslenme ve uyku alışkanlıklarınıza sahip ancak spor yapmayan herkesten bir adım önde olacaksınız. Üstelik küçük bir ipucu daha vereyim; bugün yaptığınız tüm kuvvet egzersizleri, ileri yaşlarınıza yatırımdır. Sevdiğiniz yiyecekleri yine yiyin, kaçamaklarınızı yine yapın. Yaptığınız antrenmanlar sayesinde sağlıklı bir omurgaya, kalbe ve eklemlere sahip olmanız, yaşlandığınızda da fit kalmanızı sağlayacak. Müthiş bir yatırım değil mi?

Tekrar ediyorum; spor yapıyorsunuz diye kendinizi aşırı sıkmanıza, “Onu yeme - bunu yeme” demenize hiç gerek yok. İnsan duygusal bir varlık, hazlarıyla var olan, mutluluklarıyla yaşayan bir varlık. Direkt müsabık bir sporcu moduna girip spor yapmayı sürdürememektense, hayattan keyif alarak spor yapmanızı ve yaşam kalitenizi aceleci davranmadan artırmanızı tavsiye ediyorum. Ki zaten belirli bir noktadan sonra yaptığınız spor size az gelmeye başlayacak ve daha fazlasını isteyeceksiniz.