Milli Eğitim Bakanlığı'nca (MEB), Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında yapılacak merkezi sınavın giriş bilgileri yayımlandı. Fotoğraflı sınav giriş belgesi okul müdürlükleri tarafından alınacak, mühürlenerek onaylandıktan sonra öğrencinin sınava gireceği salon ve sırada hazır bulundurulacak. Sınav 20 Haziran 2020 tarihinde yapılacak. Torbalı’da psikolojik danışmanlık alanında çalışmalar yürüten Uzman Psikolojik Danışman Kemal Karakoyun, özellikle sınav kaygısıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

İşte Kemal Karakoyun’a göre ‘Sınav kaygısının nasıl aşılabilir?’ sorusunun yanıtı

Sınav kaygısı, öğrenciler üzerinde olumsuz etki yaratan öğrencinin potansiyelinin yaklaşık üçte birini sınav kâğıdına yansıtmasını engelleyen bir kaygı türüdür. Konuya başlamadan kısaca kaygı ve korku arasındaki farka değinelim. Korkuyu kaygıdan ayıran temel özellik korkunun bir nesnesinin olmasıdır. Yılan korkusu gibi. Kaygının en temel nedeni nesnenin yarattığı belirsizlik durumudur. Sınav kaygısının ortaya çıkmasına neden olan temel belirsizlikler şunlardır: Sınavda hangi konulardan soru gelecek, ya sorular çalışmadığım konulardan çıkarsa, ya başaramazsam, bildiklerimi unutursam, süre yetmeyecek, başaramazsam rezil olurum, sevilmem, sorular zor olur mu? gibi. Sınavlarda hemen herkes kaygılanır. Kaygı ölçülü olduğu takdirde vücutta yararlı hormonların salgılanmasını sağlar ve başarıyı olumlu etkiler.

Şimdi sınav kaygısının nedenlerine bakalım. Sınav kaygısı yaşayan birçok öğrencinin geçmişinde benzer ana baba tutumları mevcut. Öğrencilerin anne babasıyla ilgili ifade ettikleri olumsuz yaklaşımlar şu alanlarda kümelenmekte: Beni sürekli başkalarıyla kıyaslıyorlar, gücümün üstünde başarı bekliyorlar, sürekli ders çalış diyorlar, kötü not aldığımda daha az sevildiğimi hissediyorum.

İlk olarak bu yaklaşımlar öğrencilerin başkalarının görüşlerini önemsemesine, yani kötü not alırsam çevremdekiler ne düşünür beni değerli bulmaz gibi olumsuz bir algının oluşmasına neden olmaktadır.

İkinci olarak öğrencinin kendisine verdiği değerin sınava endekslenmesine sebep olur. Bu sınavda başarılı olmalıyım, başarılı olursam saygı değer biri olurum ve kendimi daha değerli hissederim gibi bir öz değerlendirme şekli gelişir.

Üçüncü olarak öğrenci sınavları gelecekteki mutluluğunun ve başarısının tek ölçüsü olarak görmeye başlar. Yaşamdaki tek başarının sınavlardan alınacak yüksek notlara bağlı olduğunu düşünür.

Sonra ne mi olur. Sınav kaygısı başlar. Yukarda saydığımız nedenlerden dolayı bağajı dolu olan öğrenci için sınavı gelecekteki mutluluk, başarı ve güvenliğin tek ölçüsü olarak algılıyorsa sınav krize dönüşür. İştahsızlık, uykusuzluk, gerginlik gibi bedensel tepkiler artar ve öğrenci bunlarla mücadele etmek zorunda kalır. Bedensel tepkiler arttıkça sınav kaygısı, sınav kaygısı arttıkça bedensel tepkiler artar. Bu kısır döngü içinde başarı azalır. Bütün bu kaygı durumu öğrencinin potansiyelini sınav kâğıdına yansıtmasına engel olur. Sınav kaygısı yaşayan öğrenciler çevresinde olup bitenle daha fazla ilgilenirler ve en ufak bir gürültü sınav anında öğrencilerin dikkatini dağıtır. Konsantrasyon güçlüğü açığa çıkar. Sınav başarısı düşer.

Sevgili öğrenciler unutmayınız ki sınav ne tamamen kolay ne de tamamen zordur. Her testte bilgi düzeyinizin altında ve üstünde sorularla karşılaşırsınız. Çok kolay sorular % 10, Kolay sorular % 20, ortalama sorular % 40, Zor sorular % 20, Çok zor sorular % 10. Tabi burda önemli olan çeşitli zorluk dercesine sahip soruların kitapçığa nasıl dağıldığı önemli. Sizin kitapçığınız eğer ilk sorular, çok zor sorular olabilir bu durum sizin moralinizi bozmamalı. Çünkü bu kitapçığın hepsinin zor olduğu anlamına gelmez. Bunun yanında beş şıktan oluşan her sorunun: Bir doğru cevabı, bir çeldiricisi, üç tanede kesinlikle cevap olamayan şıkkı vardır. Bazı sorular size çok kolay gelebilir ve cevabın böyle kolay bir şık olamayacağını düşünürsünüz. Oysa kolay sorular sormak da test tekniğinin bir parçasıdır. Soruları cevaplandırırken kendi mantığınıza göre değil sınavın mantığına göre hareket edin.

Sınav anında olumsuz düşünceleri ve rahatsız edici bedensel tepkileri kontrol altına almanın en iyi yolu sınavdan önce yapılan doğru nefes egzersizleridir.

Doğru ve derin nefes damarları genişleterek kanın bedenin en uç ve en derin noktalarına ulaşmasını sağlar. Doğru nefes hafızanızı tazeler, etkin hale getirir, odaklanmanızı sağlar ve zihninizi berraklaştırır. Karın ağrıları gibi bedensel tepkileri yatıştırır. İyi bir nefes yavaş olarak burundan alınır, sessiz olur ve akciğerin bütününü doldurarak diyaframı aşağı iter. Sınavdan önce oturduğunuz sıranızdan yapacağınız nefes egzersizleri sizi oldukça rahatlatacak ve konsantrasyonunuzu arttıracaktır. Nefes alırken yavaş yavaş 9 a kadar, verirken 10 a kadar sayılır. Bunu arka arkaya 2 – 3 kez tekrarladıktan sonra 4-5 kez normal nefes alın. Çünkü sürekli bu şekilde tekrarlarsanız başınız dönebilir.

Yine oturduğunuz yerden karın, bacak, kol, omuz, kaslarınızı gerip yavaş yavaş bırakarak bedeninizdeki gerilimi kontrol altına alabilirsiniz.

Bir başka boyut düşünce boyutudur. Sınav hakkında sürekli olumsuz düşünürseniz. Beyniniz bu olumsuz düşüncelere yoğunlaşarak onları kanıtlamaya çalışacaktır. Bu durumda hem bilgileriniz unutulacak hem de dikkatiniz dağılacaktır. Olumlu düşünmeli ve yapabileceğinizin en iyisini yapmalısınız. Unutmayın sınav sadece hedefinize giden yollardan sadece biridir. Hiçbir şeyin sonu değildir.