Adeta zift gibi kapkara akan ve çevresine tehlike saçan Küçük Menderes Nehri’ndeki kirliliğin boyutları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hazırlattığı raporlara da yansıdı. Küçük Menderes Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı için derlenen verilere göre nehirdeki kirlilik üçüncü sınıf su kalitesinin bile kat be kat gerisinde. 2016 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü’ne hazırlatılan Küçük Menderes Havzası Kirlilik Önleme Eylem Planı’ndaki rakamlar dahi her geçen yıl artan kirliliği rakamlarla gözler önüne seriyor.

SADECE KİRLİLİK AKIYOR
Kiraz’da Bozdağların eteklerinden doğan ancak suları sulama amaçlı Beydağ Barajı’nda tutulan Küçük Menderes Nehri kışın yağışlı günleri dışında sadece kirlilik taşıyor. Bölgedeki dört ilçede bulunan atık su arıtmalara rağmen kırsal mahallelerin atıklarını kontrolsüzce bırakması, bölgede mandıra ve zeytinyağı fabrikası gibi tesislerden gelen atıklar ile her geçen kilometrede daha da kirlenen nehir Torbalı’dan itibaren ağır endüstriyel atıkların da karışmasıyla birlikte büyük bir kirlilik yükünü Selçuk’taki Pamucak sahilinden Ege Denizi’ne bırakıyor. STANDARTLARIN KAT BE KAT ÜSTÜNDE Tüm bu sıkıntılı tabloya rağmen Ödemiş ile Tire arasındaki bölgelerde bu zift gibi suyun tarımsal sulamada kullanılması tehlikenin boyutlarını daha artırıyor. Bakanlığın paylaştığı 2016 yılı verilerine göre Beydağ girişindeki köprü, Ödemiş-Tire yolu üzerindeki köprü, Belevi-Selçuk öncesi D550 İzmir-Aydın karayolu köprü altı ve Pamucak mevkiindeki ölçüm noktalarında yapılan ölçümlere göre Küçük Menderes nehrindeki kirlilik, KOİ bazında 3. sınıf kalite için belirlenen standartları bile dörde katlıyor. Can çekişen Küçük Menderes nehrinin toplam azot (TN) oranının 3. sınıf su kalitesine göre yaklaşık %1500, toplam fosfor oranının da %1422 daha fazla olduğu belirlenirken Küçük Menderes’teki su kalitesinin en alt seviye olan 4. sınıf olduğu tespit edildi