Torbalı’da köşe yazısı denince akla siyasi yazılar geliyor maalesef. Ancak ilçenin sorunları için sizinle daha sık daha farklı başlıklarla buluşma kararı aldım. Bugün ilk açacağımız parantez şehir içi dolmuşları. Zaman zaman çok yolcu aldığı, yavaş seyir ettiği ya da klima çalıştırmadığı gibi sıkıntılarla gündeme gelen bu araçlarda çeşitli sıkıntılar yaşanıyor. Öncelikle şunu belirteyim ki Torbalı’da da dolmuşlarla ilgili çeşitli şikayetler gelirken, bunların hiçbirinin ahlaki sorun olmaması sevindirici. Ancak ahlaki olmaması bazı sorunların yaşanmadığını göstermez. Özellikle çocuklu annelerden sık sık mesajlar alıyoruz. Bazı şehir içi araç şoförlerinin bebek arabalı kadınları araçlarına almadığı yönünde gelen şikayetler her geçen gün artıyor. Bu pazar arabalarıyla çarşıya inen kadınlar için de geçerli. Sanırım araçta fazla yer kapladığı gerekçesiyle çoğu zaman bazı sürücüler tarafından araçlara bindirilmeyen çocuklu kadınlar için kooperatif başkanının devreye girmesi gerekiyor. Kendisi duyarlılığıyla bilinen bir isim. Buradan ben de başkana sesleniyorum, çocuklu kadınların da ulaşım haklarının olduğunu, onların da en az diğer yolcularla aynı haklara sahip olduğunu sürücülerle paylaşmalı.

KADINA ŞİDDET MESELESİNE GELİNCE

Önceki hafta şu an tam da kestiremediğim bir gün çok şiddetli ağrıyordu, başım ağrıyınca eli başında ya da şakaklarında dolaşan mızmız bir insana dönüşürüm. Neden ağrıdı ki bu kadar bugün, diye mızmızlanırken, annem sordu: Sabah çay içtin mi? “Yoo içmedim” dedim. “İşte ondan” dedi. Haklı olabilirdi her sabah içmiştim, bir tek o gün içmemiştim, ve o gün başım ağrımıştı, tüm deliller çayı işaret ediyordu, haklı olabilirdi. Sonuç olarak, başım ağrımaya devam etti ama kısmen de olsa sorularımın cevabını bulduğum için mutluydum. Bu anekdottan çıkarılacak birinci ders, aramakla bulunmaz ancak bulanlar arayanlardır. İkinci ders, anneler bilirler. Üçüncü dersi de siz çıkardınız elbette, sabah çay içmeyi unutmayın. Anne demişken “Korkunç bir şekilde seni senden iyi tanırlar” demiş ya Sina. Daha bebekken tanımaya başlıyor anneler. Daha çocuk kim olduğunu ne olduğunu bilmeden, anne onu tanımaya çalışıyor. Gözlerini kırpıştırdı, “Uykusu geldi galiba”. Elini ağzına çok götürüyor, “Diş çıkartacak”. Çok huzursuz, “Uykusunu alamadı”. “Oğlum uykusuzluktan ağlıyorsun ama uyumak istemiyorsun bak bir uyu hepsi geçecek vs vs.”. Bebek daha neyi niçin yaptığını bilmiyorken annesi anlamlandırıyor, çocuğunun şifrelerini çözmeye çalışıyor. Anne çocuğunu tanıma macerasına, çocuğun kendini tanıma macerasından çok çok önce başlıyor. Her anne böyledir. Hepsinin puanı on üzerinden ondur. Çocuk doğurmayan anne gibi ablalar da gördüm. Ya da çocuk doğurmak istemeyen kadınlar da. Onların da puanı on üzerinden ondur. Kadınlar için yarım diyenler olacaktır. En kıymetlilerinize “Yarım” diyenlere, “Bilemedin o benim Yar’ım deyin” çünkü şüphesiz kadınlar bizim diğer yarımızdır. Çocuk doğuran, doğurmayan arasındaki tek fark biri annedir diğeri değildir. O yüzden onlar kadar savunmasız canlılara şiddete eğilmekten vazgeçin. Bakımlı olmadığı için öldürülen kadınlar, adamlığınızdan şüphe duymuyorsa, kalp gözünüzle görmeyi öğrenmelisiniz. Ne zaman bir kadına öfkelenecek olursanız dönün ve sizin için emek sarf eden, göz yaşı döken, hastalandığınızda uymayan, siz doymadan ağzına lokma götürmeyen kadınlara ve gözüne çöp değse dünyayı yakacağınız kız kardeşlerinize bakın…

KİRALIK MI KRALLIK MI?

Başlık sanırım biraz ilgi çekici. Çoğu kişi bu dertten muzdariptir, bilirim.Hep övündüğümüz inşaat sektörünün en hareketli olduğu yerlerin başında gelen Torbalı’da kiralık ev fiyatları ne yazık ki el yakıyor. Günden güne yeni binaların yükselmesi, dairelere olan talepte artış olması, kiralık evleri kıymete bindirdi. Yeni bitmiş binalarda konumuna göre kira fiyatları 2 bin hatta 2 bin 500 liraya dayandı. Yani asgari ücretle aynı seviyede. Eski yapı denilen 15-20 yıllık binalarda ise kiralar 700-900 lira arasında değişiyor. İşçi kenti olarak bilinen ilçede, büyük çoğunluk ise asgari ücretle geçiniyor. Dile kolay 50 bin asgari ücretli çalışan Torbalılı var. Ev sahiplerinin keyfi yerindeyken, bu kira artışları haliyle kiracıları kara kara düşündürüyor. Normal şartlarda 4 kişilik bir ailede, bir kişinin asgari ücretle geçindiği hesaplanırsa, vatandaşların yoksulluk sınırının çok çok altında yaşadığı gerçeği ortaya çıkıyor. Ucuz ev bulmak için çalmadık kapı bırakmayan kiracılar, aldıkları yüksek fiyat teklifleri karşısında ise hüsran yaşıyor. Hatırlarsınız Torbalı Mahallesi’nde kiralar, Adliye Sarayı’nın yapılmadığı yıllarda sobalı daireler 200 ile 350 arasında değişirken şu sıralar 700 ile bin arasına kadar yükselmiş durumda. Yeni Devlet Hastanesi’nin yapılmasıyla kim bilir fiyatlar daha da arttı. Bu fiyatlara Torbalı’da ev mi olur? Eskiden en ucuz evlerin bulunduğu Atatürk Mahallesi’nde bile 600 liraya ev kalmadı. Barış Yapı’da da durum aynı. Bir şekilde birilerinin kiracıları da düşünmesi lazım. Neredeyse bir ev kiralık gelirle 10 yılda kendini yeniler duruma geliyor. Yazıktır, günahtır. Bence Torbalı’daki evler kiralık değil ağabeyler krallık.