Uzman Psikolog Ceren Kılıçlı Çetin çocuklarda okula uyum süreci ile ilgili bir yazı kaleme aldı. İşte o yazı;

Çocuğunuzun ilk kez okula başlamasıyla birlikte hayatınızda yepyeni bir sayfa açılıyor. Bu başlangıç hem çocuğunuz hem de sizler için zorlayıcı olabilir. Çocuğunuz için ebeveynlerinden ve bakım verenlerinden ayrışmak ve rutinlerinin değişmesi, sizler için de çocuğunuzun artık büyüdüğünü ve bireyselleşeceğini kabul etmek duygusal anlamda zor olabilir. Ancak bir o kadar keyiflidir de, çünkü artık dış dünyaya tamamen açılacak, kendisini ebeveynlerinin olmadığı bir ortamda ifade edecektir.

Çocukların okula uyumunu etkileyen en önemli etken oryantasyon sürecinin çok iyi planlaması ve yönetilmesidir. Bu süreçte anne baba olarak sizlerin çocuğunuza rahat, sevgi ve şefkat dolu yaklaşıyor olmanız yaşanılan zorluğu hafifletir. Ayrıca çocuğunuzun öğretmeniyle kurduğu güven ilişkisi çok büyük rol oynar. Çocukların ilk ayrılıklarda ağlaması, sizi araması çok olağandır. Önemli olan kısım öğretmenin yanında yatışıp yatışmamasıdır.

İlk haftalar okulu keşfetme ve tanıma ile geçer, bu sebeple çocuk okula gitmek ile ilgili istekli heyecanlı olabilir. Ancak her gün geldiği bir yer olması, rutine binmesi onun gitmek istememe, evde ebeveynleri veya bakım verenleri ile kalmak istemesi gibi durumlar ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda, çocuğunuzun duygusunu anladığınızı hissettirmeniz, onu dinlemeniz, okula gitmek için zorlamadan dikkatini çekecek öneriler ile bu tepkilerine karşılık vermeniz gerekir. Seni anlıyorum, ben burada yanındayım mesajını vermek ve sabır ve şefkatle yaklaşmak çocuğun okula karşı olumlu duygular geliştirmesine zemin hazırlar. “Haydi okulda hangi renk boyalar vardır tahmin etme oyunu oynayalım” gibi fikirler ile dikkatini yönlendirebilirsiniz.

Bu süreçte vedalarınız esnasında ona bir nesne verebilirsiniz. Bu ufak bir taş, minik bir oyuncak, gülen bir surat olabilir. Bunu cebinde taşıyabilir, sizi özlediğinde ona dokunup öpebilir ve onunla konuşabilir. Böylelikle ev ile okul arasındaki bağın kurulmasına bu “geçiş nesnesi” yardımcı olabilir.

“Eğer ağlarsan giderim. Ağlayacak ne var, kimse ağlamıyor. Sen artık büyüdün, bebekler ağlar. Ağlarsan akşama gelip seni almam. Şımarıklık yapıyorsun, her gün geldiğin yer ne var şimdi neden ağlıyorsun? Benim kızım-oğlum abla-abi olmuş. Gibi ifadeler asla kullanılmamalıdır. İşe yaramadığı gibi çocuğun olumsuz duygular hissetmesine sebep olabilir.

Her çocuğun okula uyum süreci ve öğretmenine bağlanma zamanı farklıdır. Ancak birkaç hafta geçmesine rağmen çocuğunuzun ağlamasının geçmesi 20-25 dakikayı buluyorsa ve sakinleşse bile etkinliklere katılım sağlamıyorsa okul ile ilgili bir travması veya ayrılık kaygısı ile ilgilidir. Bu durumda kesinlikle bir uzman psikolog desteği gereklidir.