Yeni eğitim yılının başlamasıyla birlikte öğrenciler okul sıralarında yerlerini aldı. Fakat bazıları o kadar şanslı değil. Onlar dil bariyeri, sosyal entegrasyon ve ekonomik imkansızlıklar nedeniyle eğitimden uzak bir hayat süren mülteci çocuklar... Kiminin bu yıl okula başlaması gerekiyor, kimi de yıllardır okula gidemiyor. Tıpkı Torbalı’da mülteci tarım işçilerinin yoğun olarak yaşadığı ‘çadır kentte’ büyüyen çocuklar gibi...

İlk Ses Gazetesi’nden Çağla Geniş’in haberine göre İzmir’de faaliyet gösteren ve düzenli olarak bu bölgedeki ihtiyaç sahibi ailelere yardım malzemeleri ulaştıran İmece İnisiyatifi Derneği, okul çağına geldikleri halde ders zilini duyamayan mülteci çocuklar için harekete geçti. Haftanın üç günü araçlarına yükledikleri eğitim gereçleriyle bölgeye giden gönüllü eğitmenler, aileleri gün boyu tarlada çalışan mülteci çocuklar için çeşitli atölye çalışmaları düzenliyor. Yaşları 6 ila 11 arasında değişen yaklaşık 30 çocuk barındıkları çadırların arasında kurulan masalarda yerini aldıktan sonra Türkçe okuma yazma öğreniyor, resim ve el işi atölye çalışmaları sayesinde de motor becerilerini geliştiriyor.

BİZİ YOLLARDA BEKLİYORLAR

Torbalı’nın iki farklı noktasında sürdürdükleri çalışmalar hakkında bilgi veren derneğin gönüllü eğitmenlerinden Oğuzhan Yuçak, atölyelere katılan çocukların Türkçe okuma yazma öğrendiğini ve motor becerilerini geliştirdiğini belirterek, “Genelde Torbalı’da çadır kentlerin yoğun olduğu alan üzerinde yoğunlaşıyoruz. Hava şartlarından dolayı şimdilik çadır ihtiyacımız yok ama kışın kullanacağız. Yağmur ve çamurlu havalarda çadırımızı kurup eğitim aktivitelerimizi orada yapmayı planlıyoruz. Basmane’deki atölyemizden katlanabilir masa, defter, kalem gibi ihtiyacımız olan materyalleri aracımıza yükleyip yola çıkıyoruz. Amacımız okula gidemeyen çocukların okuma yazma öğrenebilmesi ve motor becerilerini geliştirebilmesi. Okul ortamını yaşatmaya çalışıyoruz elimizden geldiğince. Başka şehirlerden gelenler arasında kısa süreli de olsa okula gitmiş olanlar çıkıyor. Biz onlara mobil sistem sayesinde bunları yaşatmaya ve anlatmaya çalışıyoruz. Bizim gelişimizi genelde yollarda bekliyorlar. Bizi gördüklerinde hemen koşturarak yanımıza geliyorlar. Çocuklar gibi aileler de çok istekli. Bizim gittiğimiz saatlerde ailelerin neredeyse tamamı tarlada çalışıyor oluyor. Onlarla da oturup konuşmayı, sorunlarını dinlemeyi planlıyoruz” dedi.