Devam eden açıklamada ise “Milyonlarca insanın tüm uyarılarına ve protestolarına rağmen yapılması planlanan maden alanı, Çanakkale merkeze 30 km uzaklıkta ve aynı zamanda 180 bin insanın tek su kaynağı olan Atikhisar Barajı’nın su havzasında yer almaktadır. Kaz Dağları’nın ana kaynak değeri bitki örtüsünün taşıdığı biyolojik çeşitlilik olup 800’den fazla bitki türünü barındırmaktadır. Bu bitki türlerinden 37 bitki taksonu ülkemiz için endemik, 9 bitki taksonu da Kaz Dağları için endemik özelliktedir. Bölge bitkisel çeşitlilik yanında, aynı zamanda kuş ve memeli hayvan türleri açısından da ülkemizin en zengin bölgesidir. Ayrıca etki sınırları içinde yer alan Çanakkale ve Balıkesir ilinin tüm yeraltı su zenginliğinin kaynağı Kaz Dağları’dır. Tarihte de bu zenginlik, mitolojik kaynaklı  “Bin Pınarlı İda” özdeyişi ile ifade edilmiştir. Dolayısıyla Kaz Dağları jeomorfolojik yapısı, bitki ve hayvan zenginliği ile doğal olarak çok önemli bir bölgedir.   “Kaz Dağları bu özellikleri ile geçmiş dönemlerde de yaşam ve kültür merkezi olmuştur. Yakın çevrede üç önemli antik kent bulunmaktadır. Bunlar; Troya savaşlarından önce kurulmuş Edremit'e 6 kilometre uzaklıkta Adramyttion, Edremit Körfezi'nin kuzeyinde Kaletaşı Tepesi'nin üstünde kurulu Antandros, Çanakkale il sınırları içinde yer alan Assos (Behramkale) kentleridir. Dünyamızın ve ülkemizin ekolojik ve tarihi yaşam dengesi olarak görülen bu alan üzerinde, bugün itibariyle yaklaşık 200 bin ağaç kesilmiştir ve firma tarafından da kesilmeye devam edilmektedir. Böylesine bir doğa cennetinin içinde yer alan ve kentin tek ve alternatifsiz su kaynağı Atikhisar Barajı Havzası üzerinde devam eden ağaç katliamının ardından, dünyanın en kuvvetli zehiri olan, bitki, hayvan ve insan sağlığına olumsuz etkisi tıbbi araştırmalarla saptanmış  siyanürün, altın ayrıştırmasında kullanılacak olması havamız, toprağımız ve suyumuz için ölüm fermanının çıkarılması anlamına gelmektedir. Doğa ve doğal yaşam tüm insanlığındır, insanlığa ait yaşam döngüsü maddi çıkarlar doğrultusunda değiştirilemez ve müdahale edilemez. ÇYDD olarak, çocuklarımıza miras bırakacağımız çevremizin katledilmesini engellemek, görevimiz ve sorumluluğumuz olmaya devam edecektir.”