Eğitim-İş Torbalı temsilciliği, dün saat 19.00’da bir basın açıklaması düzenledi. Sendikalılar; yılın en uzun gecesi olan 21 Aralık’ta çocukların sabah karanlığında okula gitmelerini istemedikleri vurgusuyla, el fenerleri ile İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir araya geldi. 81 ilde eşzamanlı olarak gerçekleştirilen basın açıklamasını Torbalı’da seslendiren Eğitim İş İzmir 6 No’lu Şube Başkanı Rıza Gürbüz, Türkiye’de yeniden kış saati uygulamasına geçilmesi gerektiğini ifade etti.

Başkan Gürbüz, eğitimin gün ışığında olması gerektiğinin altını çizerek, “Eğitimi ve çalışma saatlerini gün ışığına göre planlamayan AKP, 2016’dan beri hayatımıza soktuğu kalıcı yaz saati uygulamasıyla da özellikle kış mevsiminde, tüm ülkeyi karanlığa mahkûm etmiştir.” ifadelerini kullandı.

“EĞİTİMDEN VERİM ALINAMIYOR”

Açıklamaya devam eden Grübüz, “Ülkenin bulunduğu coğrafi konuma göre yapılması gereken saat düzenlemesinin siyasi iktidarın bilimsel dayanaklardan uzak bir şekilde inatla yerine getirmemesi sonucunda, gün ışığına göre planlanmayan ders saatleri, karşılanmayan okul ve derslik ihtiyacı inatla sürdürülen kalıcı yaz saati uygulaması eğitimi ve çocuklarımızı olumsuz etkilemektedir. Bu plansızlık ve inat sebebiyle çocuklarımız, daha günün ağarmadığı saatlerde yollara düşmek zorunda kalmaktadır. Uykuya ve gün ışığına gelişimsel olarak en ihtiyaç duyduğu yıllarda çocuklarımızın bu kör, ışıksız saatlerde okula gitmek zorunda bırakılması velileri de zora düşürmektedir. Özellikle kış mevsiminde, günün ilk ders saatlerinde çocuklar henüz uyku mahmurluğunu üzerlerinden atamadığı için verim alınamamaktadır.” dedi.

“İKİLİ EĞİTİM SİSTEMİ SONA ERMELİDİR”

Eğitimin zifiri karanlığa gömüldüğünü söyleyen Gürbüz, “Bu zifiri karanlık sadece saat ayarlamasıyla da dağılmayacak haldedir. Yıllardır dikkat çektiğimiz okul/derslik sayısındaki yetersizlik nedeniyle büyükşehirlerde bile birçok okulda ikili eğitim devam etmekte, bir okul binasında birkaç okulu dolduracak kadar çok sayıda öğrenci, adeta vardiyalı biçimde eğitim görmektedir. AKP’nin 5 yıl önce bitirme sözü verdiği ikili eğitim garabeti nedeniyle bir grup öğrenci okula daha gün ağarmadan giderken, okula geç gelen grup ise ancak akşam karanlığında evine dönebilmektedir. Ailelerin sosyal ve kültürel yaşamlarını da baltalayan ikili eğitim sistemi devam ettikçe, öğrencilerin hem soyut hem de somut anlamda karanlıkta kalması kaçınılmazdır.” şeklinde konuştu.

“KARANLIK NEDENİYLE TÜKETİM ARTIŞ GÖSTERDİ”

Gün ışığına göre planlanmayan çalışma saatlerinin ve kalıcı yaz saati uygulamasının ekonomiyi de etkilediğini aktaran Gürbüz, “Yanlış ekonomi yönetimi nedeniyle krizin eşiğine getirilen Türkiye ekonomisi bilimsel olmayan bu uygulama nedeniyle darbe yemektedir. Günün karanlığa mahkûm edilen ilk saatlerinde hem ısınma hem aydınlanma için enerji tüketilmekte, enerjide dışa bağlı hale getirilen ülkemiz için bu tüketim, milli sermayenin de erimesini beraberinde getirmektedir. Ayrıca yurttaşların ezici bir çoğunluğu barınma ve fatura giderleri altında ezilirken, bu saat uygulaması yüzünden mecburi kılınan fazladan enerji tüketimi, hanelerin yükünü daha da artırmaktadır. Karanlık yüzünden mecbur bırakılan bu tüketim aracılığıyla halk daha da yoksullaşırken yandaş enerji firmaları zenginleşmekte, ekonomik adaletsizlik derinleştirilmektedir.” ifadelerini kullandı.

“GÜVENLİK AÇIĞI YARATIYOR”

Gün ışığına göre planlanmayan ders ve çalışma saatlerinin güvenlik açığı yarattığını belirten Gürbüz, “Çalışanların, öğrencilerin, velilerin sabahın veya akşamın kör karanlığında yollarda olmak durumunda kalması, güvenlik açısından da kaygı verici olaylara meydan vermektedir. Günün zifiri karanlıkta başlatılması, trafik kazalarının artmasına da zemin hazırlamaktadır.” dedi.

“ÇOCUK GÜNE, GÜN IŞIĞINDA BAŞLAMALI, EĞİTİM GÜN IŞIĞINDA OLMALI”

Eğitim-İş’in hükümete seslendiğini vurgulayan Gürbüz şu ifadeleri kaydetti: “Hiçbir bilimsel temeli olmayan, milli eğitimi ve milli ekonomiyi baltalayan, ülkede koca bir güvenlik açığı oluşturan kalıcı yaz saati uygulamasından derhal vazgeçin! Ders saatleri gün ışığına göre ayarlanmalı, okul ve derslik ihtiyaçları karşılanmalı, çocuklarımız sabahın ilk saatlerinde karanlık sınıflarda ders dinlemeye, akşamın karanlık saatlerinde evine dönmeye mahkûm edilmemelidir. Çocuk güne, gün ışığında başlamalı, eğitim gün ışığında olmalı! Yanlış ekonomi politikalarıyla, gerici hamlelerle, adaletsizliklerle manevi olarak koyu bir karanlığın içine itilen ülkeyi, bir de somut bir karanlığa mahkûm etmeyin! Üstelik eğitimin içine atıldığı soyut karanlık daha da büyüktür. Tarikatlar, MEB desteğiyle ve protokoller aracılığıyla eğitimde cirit atmaktadır. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in pişkince tarikatlarla protokolleri sürdüreceklerini açıklaması, eğitimdeki gerici kuşatmanın dozunun daha da artırılacağının emaresi olmuştur. Bu durumda Başöğretmen’in eğitim neferleri olarak bizlere düşen de eğitimi içine gömüldüğü bu manevi karanlıktan da kurtarmaktır. Kurtaracağız!”

EĞİTİM-İŞ EYLEME GİDİYOR

Eğitim-İş olarak, ‘Okullarımızda tarikat ve cemaatleri istemiyoruz!’ sloganıyla eylemlilik süreci başlattıklarını aktaran Gürbüz, herkese çağrıda bulunarak, “Tüm yurttaşlara eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkma çağrısı yapıyoruz! Tüm siyasi partileri, sendikaları, meslek odalarını, dernekleri ve velilerimizi, bugünümüze ve yarınımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz! Gelin hep birlikte Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e, devrimlerine, emanetlerine ve Cumhuriyetimize ilelebet sahip çıkacağımızı bir kez daha ilan edelim!” şeklinde konuştu.

Aile içi şiddete karşı örnek adım geniş yankı buldu Aile içi şiddete karşı örnek adım geniş yankı buldu
Editör: TE Bilisim