Eğitim Sen Torbalı Temsilciliği Perşembe Pazarı karşısı Şehitlik Anıtı önünde 8 Mart Kadınların Birlik Mücadele ve Dayanışma Gününü renkli bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Eğitim Sen Torbalı Temsilciliği Erbane Topluluğunun verdiği mini konser ve halaylarla başlayan basın açıklaması, Zeynep Kahraman tarafından basın metninin okunması ve devamında halaylarla sona erdi.
Eğitim Sen Torbalı Temsilciliği adına Zeynep Kahraman: “8 Mart emeğimizin sömürüsüne, görünmez kılınmasına, ayrımcılığa; her türden baskıya ve şiddete karşı direnişi simgeleyen önemli bir mücadele günü. 8 Mart aynı zamanda kadınların 1857’de, öncesinde ve o zamandan bu yana ataerkil kapitalizme, eşitsizliğe, yoksulluğa, kadın emeğinin ve bedeninin değersizleştirilmesine karşı ancak örgütlü direnişle kazanım elde edebileceğinin açık bir göstergesidir.
166 yıl önce New York’ta tekstil işçisi kadınlar günde yirmi saat süren ağır çalışma koşullarına rağmen düşük ücret almalarına karşı çıkarak örgütlü ilk kadın grevini gerçekleştirdi. Greve polis saldırdı, işçiler fabrikaya kilitlendi ardından çıkan yangında fabrika önüne kurulan barikatlardan kaçamayan 129 kadın hayatını kaybetti.
26–27 Ağustos 1910’da Danimarka’nın Kopenhag kentinde II. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında Clara Zetkin, 8 Mart’ın 1857’de tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanması önerisinde bulundu. Öneri oy birliğiyle kabul edildi.
8 Mart Türkiye’de ilk kez 1921 yılında Kadınlar Günü olarak kutlanmaya başlandı. 12 Eylül 1980 darbesiyle dört yıl bir araya gelinemedi, 1984’te yeniden alanlara çıkılmaya başlandı.
EĞİTİM SEN / KESK’te örgütlenen kadınlar olarak en az 166 yıl öncesinden bugüne emek, hak ve eşitlik mücadelesi uğruna hayatını kaybeden işçi kadınların mücadelelerini selamlıyoruz. Onların sesine sesimizi katarak ayrımcılığa, şiddete, eşitsizliğe, sömürüye, gericiliğe, baskılara ve savaşlara karşı sesimizi yükseltiyoruz.
Ülkede ve dünyada yaşanan tüm krizlerin bedelinin bize, kadınlara ödetilmeye çalışılmasına tahammülümüz kalmadı.
Türkiye’de de uzunca bir zamandır etkisi açıkça hissedilen neoliberal politikalardan en fazla kadınlar etkileniyor. Çalışma biçimlerinin esnekleştirilmesi, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılması, iktidarın ekonomik, siyasal ve sosyal politikaları kadınların ev içindeki ve emek piyasasındaki konumunu olumsuz etkiliyor. Esnek, kısmi ve evden çalışma yaygınlaştırılıyor. Kadınların hane içindeki bakım görevlerini aksatmadan istihdam edilebilmelerini sağlayacak bir yöntem olarak kadınlara ataerki ile kapitalizmin çıkarlarını kesiştiren bir çalışma alanı yaratılıyor.
Kesintili eğitim sistemi ve MEB yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler özellikle kız çocuklarını evlilik adı altında istismara maruz bırakarak eğitimden koparıyor; ÇEDES gibi projelerle bilimsel eğitim yok ediliyor; çocuklara çok küçük yaştan itibaren katı cinsiyetçi iş bölümünü yeniden üretecek pratikler öğretiliyor. Fetvalarla, Diyanet’le bu sistem destekleniyor. Erkek egemen sistemin yeniden üretilmesi ile cinsiyetçi politikalar müfredata giriyor.
Bu 8 Mart’ta da kamu emekçisi kadınları EMEĞİMİZ BEDENİMİZ KİMLİĞİMİZ BİZİM; MÜCADELEDE KARARLI ÖZGÜRLÜKTE ISRARCIYIZ şiarı ile işyerlerimizde, alanlarda yaşadığımız her yerde mücadele etmeye, eşitlik, özgürlük, emek, hak, adalet, barış ve laiklik için yıllardır verdiğimiz mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz. “ dedi.