Okullarda, gelecek yıldan itibaren Nisan ve Kasım aylarında birer haftalık iki ara tatil yapılacak. Açıklama, "Yeni Eğitim-Öğretim Çalışma Takvimi Modeli"nin tanıtımını yapan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'tan geldi. Yaz tatilinden alınan 2 hafta ise Nisan ve Kasım aylarında birer haftalık ara tatil olarak verilecek. Yeni modele göre artık okullar bir hafta erken açılacak, bir hafta daha geç kapanacak. Uzun yaz tatili ise kısalacak.  Yeni açıklanan bu eğitim takvimine Eğitim İş Torbalı Şubesinden tepki geldi. Eğitim İş Torbalı Şube Başkanı Mustafa Yaman yeni açıklanan eğitim takvimine eleştiriler yaptı. EĞİTİM İŞ : YENİ TAKVİM TOPLUMUN GERÇEKLERİNE UZAK Eğitim İş Torbalı Temsilcisi Mustafa Yaman şu açıklamayı yaptı: Eğitimin yığınlar halindeki onca kritik sorununu çözme konusuna aciz kalan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bu sorunları gözden kaçırmak için topluma bir kez daha "aaa kuşa bak" dedi.Yeni eğitim öğretim yılında uygulanması planlanan iş günü takvimi, hangi bilimsel gerçeklerden hareketle ortaya çıktı bilemiyoruz. Ancak bu takvimin ülkemizin gerçeklerine uygun olmadığını bir bakışta görebiliyoruz. Sayın bakan tarım bölgelerinde Mayıs sonuna doğru çocukların okuldan ayrıldığını bilmiyor mu acaba, 19 Haziran a kadar takvimi uzattığında devamsızlık süresini de uzatmış olacağını kimse söylememiş mi? Adana, Antalya, Şanlıurfa gibi bir çok ilde Haziran sonuna kadar çocukları okula getirip 40 derecede eğitim denemesi mi yapacak, yoksa bakana tüm okulların klimalı olduğu bilgisi mi verildi? Ara tatilleri çeşitli etkinliklerle zenginleştirmek gibi kulağa hoş gelen açıklamaları yaparken; gezi, fuar vb etkinliklerin mali yükünü yine velilerin sırtına yüklemekten başka ne düşünmüş olabilirler? Öğrencileri ve öğretmenleri insanlıktan çıkaran bu eğitim temposunun temel nedeni yarışmacı, seçkinci, eleyici, sınava dayalı bir sistemin varlığı iken ; bu sistemde herkesi perişan etmeye devam edeceğiz ama arada nefes almak için zaman bırakıyoruz mu demek istiyorlar? Peki Sayın Bakan, arada dinlenmek için kısa bir mola vermek iyi geldi diyelim: Bu molayı; torpille öğretmen ve yönetici atamalarını, sahte mülakatları, idari baskıları, kalabalık sınıfları, yoksulluk sınırının yarısındaki öğretmen maaşlarını, tarikat ve cemaatlerin okullardaki çalışmalarını, eğitimde hızla yürütülen özelleştirmeleri, okulların kaynak sorunlarını, öğretmen açığını, işsiz öğretmenleri, bilimin okuldan kovulmasını, üniversitelerin içler acısı halini, okul türlerindeki dayatmaları, öğretmene yönelen şiddeti ve itibarsızlaştırmayı, her gün ellerimizden kayıp giden çocuklarımızı... Tüm bunları unutalım diye mi verdiniz? Arada mola vermek iyidir iyi olmasına da, moladan önce biraz çalışsanız diyoruz...