Siyaset meziyet ve yetenek isteyen bir iş, iş diyorum çünkü ömrünü, hayatını hiçe sayarak hizmet etme arzusu ile yanıp tutuşanlar var. Ailesini özellikle çocuğunun nasıl büyüdüğünün farkına bile varmıyorlar. Siyaseti uzaktan seyredenler çok kolay zannediyor, oysaki bilmiyorlar siyasetle uğraşanlar ne bedel ödediler. Şimdi gelelim Torbalıda siyaset yapanlara ve bu güne kadar ödedikleri bedele. Siyasetin bir kuralı ve okulu var. Kimse kimseyi kaşının karasına lider yapmıyor. Tayyip Erdoğan'ın hayatı boyunca yaşadıklarına bir bakın, bakın ki mücadele neymiş görün. Uzaklara gitmeye gerek yok Torbalıya bakalım. İsmail Uygur lise yıllarında sevdasına kapıldığı siyasetin hala merkezinden ayrılamıyor. 22 yaşında Barış yapı kooperatifi, TOTAŞ derken rahmetli Ertan Ünver'in kahrını çekti, yanında staj gördü ve ardından ilçe başkanlığı. 35'li yaşlarda Belediye Başkan adayı oldu ve yarış başlar başlamaz kaybetti. 1999 seçimlerinde kaybettiği yarıştan hiç kopmayan Uygur kurduğu dengeler ve sağın ilçede ikiye bölünmesiyle birlikte 2004 yılında ipi göğüsledi. 2009 yılında ikinci dönemini kazanan Uygur 2014 seçimlerinde sadece seçme hakkı vardı, yapmış olduğu hatalardan dolayı seçilme hakkı elinden alınmıştı. Şimdi ise 1998 yılında olduğu gibi sadece muhalefetin ilçe başkanı. Ne kadar kısa özetledik değil mi? Bir de kendisinden dinlemek gerek. Bu süreçte yaşadığını bir kendi bilir, dile kolay 30 sene. KAYA'NIN MÜCADELESİ KİTAPLARA KONU Atilla kaya Torbalıspor da düz yöneticiydi. 2002 yılında %34'le tek başına iktidar olan AK Partinin Torbalıda oturmuş bir tabanı yok, bir aday aranıyordu. Atilla Kaya'yı ön plana sürenler Torbalıda sağın yeni prensi unvanı ile empoze ediyordu. 2004 yılında 500 oy gibi az farkla seçimleri kaybetti. O yıllarda eski karakol sokağında kurulan "AK Büro" çığ gibi büyüdü kongre için yeterli imzayı topladı ve ilçe başkanı oldu. Hasan Karatoklu ve İsmail Uygur'un elinde bir yazılı basın vardı Yankı gazetesi ile ilçenin ikinci günlük gazetesini kurdu. 2004 yılında seçimleri kaybeden Atilla Kaya seçimlerden iki gün sonra anons arabasıyla gezerek aldığı oy oranı için tüm Torbalıya teşekkür ederken 2009 da görüşmek umuduyla mesajı veriyordu. Beldelerin kapatılmasına büyük tepki gösteren belde sakinleri faturayı Atilla Kaya'ya kesti. Seçimlerin bitmesiyle birlikte İzmir'in başına bela olmuş Murat Savcı sayesinde Kınıklar da 5 acı gün. Yılmadı yiğit düştüğü yerden kalkar dedi ve sıradan yönetici olarak gittiği İzmir İl yönetiminde önce teşkilat Başkanı sonra Milletvekili adayı oldu. 8.nci sıraya koydular birinci sıradaymış gibi çalıştı ve seçimlerin ertelenmesiyle birlikte 2.nci sıraya geldi. İzmir İl yönetimine girmekte zorluk yaşayan Kaya çalışkanlığı, azmi ve sadakati ve en önemlisi Tayyip Erdoğan ile birlikte Binali Yıldırım'a bağlılığı neticesinde MKYK listesinde yer aldı. Bu gün İzmir de bir kritik bir mevzu olsa Atilla görevlendiriliyor. Türkiye genelinde imza toplanacaksa Atilla pantolon gömlek Türkiye'yi geziyor. KENDİNİ TORBALI'NIN FATİHİ ZANNEDENLER Yazının en başında " bedel ödeyen siyasetçiler ve" kendini Torbalı'nın Fatihi zannedenler, demek istemiştim. Hem başlık hem de yazı uzun oldu. CHP'de İsmail Uygur'un yerine geçmek isteyen Övünç Demir açık net demokratik yollardan hakkı olan mücadeleyi veriyor, sandıkta rakibi oluyor. Tebrik ederim adam net olacak, arkadan iş çevirmeyecek Övünç Demir kongreyi ve seçimimi kaybetti gibi görülse bile kazanan CHP oluyor. Açık ve net söylüyor ben CHP'yi bir tık daha ileriye taşıyacağım diyor. Ancak AK Partide durum bu şekilde değil. Atilla Kaya'nın teşkilattaki ağırlığına ve liderliğine talip olanlar var. Övünç gibi açıkça söylemiyor, sinsice siyaset yapıyor, ama her seferinde hesap tutmuyor. Atilla Kaya'nın evinin önü ne zaman asfalt oldu, takvime baksınlar ne demek istediğimi anlayacaklar. Altını çiziyorum bedel ödeyen siyasetçiye zarar vermek kolay değil. Ancak siyaset bu hasbelkader bir yerlere gelenler kısa zaman içerisinde güç zehirlenmesi yaşamaya mahkûmdurlar. Adil olmak adaletli olmak hizmet için çalışmak gerek. Bedel ödemeden bir yerlere gelenlerin ömürlerinin ne kadar kısa olduğunu göreceksiniz. Şimdi bu yazdıklarımı bana ilerleyen yıllarda yanıldın diye saklayın ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.