Torbalı’da büyük dedelerinin 99 yıl önce kurduğu fırını işleten Levent ve Deniz Doğanoğlu kardeşler, Alsancak 1924'ü uluslararası bir marka haline getirdi. Avrupa ve Amerika'dan sonra sıradaki hedeflerinde Orta Doğu ve Afrika ülkeleri yer alıyor. Torbalı’da başlayan ve nerdeyse cumhuriyet ile yaşıt olan Alsancak 1924’ün ortaklarından Deniz Doğanoğlu, 55 şubeyle hizmet verdiklerini belirterek, “Bayi, sayımız da franchise talepleri de giderek artıyor. Önce İzmir’e yayıldık, sonra Ege illerine şube açtık. Özellikle Kuzey Ege’de güçlüyüz. Ankara’ya bir bayilik verdik, çalışmalar sürüyor. Ankara açacağımız şubemizin ardından Anadolu’ya da ulaşmayı planlıyoruz” dedi.
“Pandemi ihracata giden yolumuzu açtı”
Pandemi dönemindeki durgunluk ile birlikte yeni bir yol bularak ihracata yönlendiklerinin anlatan Doğanoğlu, “Böylece yurtdışındaki süpermarketlere ürün vermeye başladık. Almanya, Belçika, Amerika ve Fransa’ya terzi usulü, hayal ettikleri, damak zevklerine uygun ürünler üretiyoruz. Hitap etmek istedikleri kesime göre arzu ettikleri ürünleri veriyoruz onlara. Bu esnekliğe sahip bir kuruluşuz. Alsancak 1924 markası altında ise kendi kalite standardımızı uyguluyoruz, bu konuda taviz vermiyoruz. Ayrıca Amerika’da Alsancak 1924 markası adı altında kendi şubemizi de açtık, sırada Almanya ve Fransa var. Mevcut pazarlarımızın yanı sıra Suudi Arabistan, Dubai ve Nijerya’ya da satış yapmaya başlayacağız. Şu an alt yapı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İhracatımız her geçen yıl artıyor. Toplam ciromuzun içinde ihracatın payı yüzde 15 oranında, bu payı yüzde 50’nin üzerine taşıyacağız. Mevcut ülkelerdeki potansiyeli maksimum değerlendirerek ve yeni ülkelere yönelerek bu orana çok rahat ulaşacağımızı düşünüyoruz. Ürettiğimiz ürünlerin hammaddesinin çoğu yerli ürünümüz, mümkün mertebe yerli üreticiyi desteklemeye çalışıyoruz” dedi.
“Hammadde zammını ürünlere yansıtmıyoruz”
Dünyada resesyon beklentilerinin olmasına rağmen insanların unlu mamüllere olan talebinin gerilemediğini, her zaman talep olduğuna değinen Doğanoğlu, “Enflasyon yükseldi, hammaddeye örneğin yüzde 30 zam geldi diye ürünlerin fiyatını yüzde 30 artıralım mantığı yok bizde. İnsanların alım gücü oranında fiyat belirleme politikamız var. Bunu yaparken de kaliteyi bozmamak gerekiyor, bilginin önemi de burada ortaya çıkıyor. Bünyemizde ciddi bir ar-ge çalışması yapıyoruz. Bunları başarabilenler üreticiler, içinde bulunduğumuz süreçten büyüyerek çıkacak. Hayal ettiğimizin belki yüzde 10’una bile ulaşmadık, bizim hayalimiz çok büyük. Daha gidecek çok yolumuz var” diye konuştu.