Gittiği her yerde ilk olarak bir kumpasa uğradığını, mahkemece 2014 yılında aday olmasın diye cezalandırıldığını söyleyerek başlardı konuşmasına ve ‘Kendimi sizin vicdanınıza emanet ediyorum’ diyerek tamamlardı konuşmasını İsmail Uygur seçim süresince… Önceleri neden ‘Kendimi size emanet ediyorum’ demiyor da ‘Vicdanınıza’ diyor diye düşünüyordum ki; ta ki son bir iki gün öncesine kadar. Derlerdi ‘İsmail Uygur büyük bir siyasetçi diye’ de bu kadarını beklemezdim. Bugünleri görürmüş gibi önce kendisine yapılan kumpası, kendisini cezalandırılanların FETÖ’den tutuklu olduğunu anlattı durdu Başkan Uygur. Geldiğimiz noktada akıllı kafa ile düşündüğümüzde her şeyin ne kadar ortada olduğu da apaçık belli. Önce konuşması çarpıtıldı sonra da başka bir kumpas girişimi ile Şehit Ömer Halisdemir afişi olayı çıktı ortaya. 8 bin fark yenilen seçimde AK Parti kanadından 31 Mart’tan 4 Nisan’a kadar tek bir açıklama gelmezken, sosyal medya hesaplarından ‘Günaydın Torbalı’ bile denmezken, 4 Nisan’da herkes klavyeye sarıldı. Hakaretle suçladıkları Uygur’a ‘Adam ol, terbiyesiz herif, kıvırma’ gibi hakaretlerde bulundu birçok siyasetçi. CHP kanadı oyunu bozdu ve Uygur’a sahip çıktı. Milletvekilleri, İl başkanı ve diğer ilçe başkanları ise ‘Yenilgiyi hazmedin’ mesajları vererek komploya dahil olmayacaklarını belirtti. Dün de hukuk danışmanları ile kameralar karşısına geçen Uygur, bir kez daha yargılanmaktan korkmadığını, söylediklerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef almadığını ve hakkında bir şikayet varsa ifade vermeye hazır olduğunu önce gazetecilere ardından da savcılığa bildirdi… Uygur, 4 Nisan’daki konuşmasında ‘Kimi hedefe aldı’ bu süreç yargının işi. Ancak söylediklerinde hakaret unsurunun olmadığını hukukçular da ifade etti. Her ne kadar Uygur, ‘Benim muhatabım milletvekili ve rakibim olan aday’ dese de bu olayın unutulmaması için ortaya bir de pankart iddiası atıldı. İddiaya göre henüz mazbatasını almamış, bir personele talimat verme yetkisi olmayan Uygur, belediye meydanındaki totemde yer alan 15 Temmuz Şehidi Ömer Halisdemir’in pankartını kaldırtmış… Kısa sürede bazı medya organlarında bu durum yankılandı. Ancak bu gazeteler ne hikmetse seçim süresince Halisdemir afişinin ‘Oy uğruna’ AK Parti Adayı Adnan Yaşar Görmez’in afişleri ile kapatıldığını söylemedi. Çünkü bu onların işine gelmezdi. Torbalı’ya çekim için geldiklerinde bile totemin fotoğraflarını çekmek için AK Parti ilçe binasının pencerelerini ve balkonunu kullanmaları da yapılanların ne kadar ortada cereyan ettiğini de gözler önüne serdi. Uygur’un dediği ‘Kendimi Vicdanınıza emanet ediyorum’ sözleri tam da burada kulakları çınlatmaya başlattı. Görmez belediye meydanındaki ve Ödemiş Köprüsü’nün yanındaki binanın tamamını kaplayan Halisdemir afişini indirirken ses çıkarmayanlar Uygur’u vatan hainliği ile suçladı. İlçe Başkanı Hasan Akbıyık, “FETÖ’ye şirin gözükmek için yaptı” açıklamalarında bulundu. FETÖ’den ihraç edilen hakimlerce 2014 yılında adaylığı engellenen bir kişiyi suçlayacak başka bir şey bulamadılar sanırım. Şehide, gazilere bugün Torbalı’da en büyük değeri İsmail Uygur’un gösterdiği yaptırdığı ‘Şehitlik Anıtı’ ile de ortada. Bugün 18 Mart Şehitler gününde anma programının gerçekleştiği alanı Uygur yapmış ve Torbalı’dan şehit olan vatanseverlerin isimlerini orada ölümsüzleştirmişti. Uygur’dan sonra o isimler bir biri anıttan düşmüş, bakımı bile doğru düzgün yapılmamıştı. Ülkücülüğü tartışılmaz, vatanseverliği ile akıllara kazınan ve hala nedense helikopterinin neden düştüğü bilinmeyen merhum Muhsin Yazıcıoğlu, Uygur’a Türkiye’nin en büyük bayrağını Torbalı’ya diktirdiği için İsmail Uygur’a plaket vermişti. Peki gelelim şimdi Uygur’u sözüm ona kınayan AK Partili eski belediye başkanı Adnan Yaşar Görmez’e. Görmez şehitler için ne yaptı? Yılda bir iki yemek diye tam yazacakken aklıma Şehit Uzman Onbaşı Mustafa Eser’in ailesi geldi. En büyük hayali annesine ev almak olan şehidin ailesini kameralar karşısına geçirip, bir hayırseverin armağan ettiği evin tapusunu kendi icraatı gibi takdim etmişti Görmez. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecekken ailenin garibanlığı üzerinden prim yapılmıştı bu durum. Torbalı’daki gazeteler yetmezmiş gibi Anadolu Ajansı bile ilçeye davet edilmişti. Çünkü şehidin annesine tapu verecekti bunun havasını atmalıydı. Annenin o mahcubiyet kokan fotoğrafını bu yazının altına atmaya benim yüreğim dayanmazken onların yüreği de vicdanı da rahattı… İşte tam da şimdi kulaklarımda bir kez daha çınladı Uygur’un o ifadeleri: Kendimi sizin vicdanınıza sizleri de Allah’a emanet ediyorum…