Düğün günü çok koyun ve inek kesilir. Et kokuları mahalleyi sarar. Ancak evin bitişiğinde müslüman dul bir kadın dört yetimiyle Yaşamaktadır. Hepsi günlerdir açtırlar. Kadıncağız düğün evinin kapısını çalıp ateş ister. Ancak maksadı başkadır. Belki yemek verirler diye gitmiştir. Adam kadının niyetini anlasa da bir şey vermez. Kadıncağız bir daha gidip ateş ister. Yine eli boş döner. Üçüncü de yine öyle ama ne olur bilinmez bu defa acır kadına. Hallerini anlamak için dehlize iner ve dayar kulağını bitişik evin duvarına ve dinler. Yetimcik annesine yalvarıyor. Ne olur bir daha git. Belki bu sefer bir şey verirler. Kadın ağlamaklıdır. Üç defa gittim yavrum artık utanıyorum. Adam bunu duyar kalbi sızlar güzel bir sofra hazırlatıp gönderir evlerine ve dehlize inip dinler yine. Yetimlerin en küçüğü dua ediyor. Yarabbi o nasıl bize ikram ettiyse sen de ona ikram et onu imanla şereflendir. Ardından aminnnnn sesleri yükselir. O anda kalbi döner ateşperestin. Ve şehadet getirip imanla şereflenir. Nitekim sadaka belayı önler. Ama dua kaderi değiştirir buyurmuştur büyüklerimiz.