“Türkiye’nin yüzyılı” diyerek başlattık biz bu uçuşu. Neden biz diyorum sandıktan böyle çıktı.

Demokrasi bize dedi ki, siz uçun siz çok büyük zorluklar çektiniz.

Siz yıllardır dış güçlere karşı mücadele veriyorsunuz.

Siz artık bi uçun rahatlayın, biz gereken kişilerle gerektiğince uğraşır sizi korumaya alırız.

Ve bize bunları söyleyen falcılar değil ha. Demokrasinin ta kendisi..!

(Neden demokrasi diyorum, anlatayım sonra başka yere çekilmesin konu.)

14 Mayıs’ta Ülke olarak sandık başına gittik. Çıkan karara saygı duymak demokrasinin gereği.

İşte bu yüzden bize bunları söyleyen kişinin ta kendisi “demokrasi.”

İnsanoğlunun kendine verdiği zararı başka kimse veremez deriz ya işte bu yüzden suçu kendimizde arayalım, empati yapalım.

Ben 14 Mayıs’ta AK Partiye oy vermedim. Ama rica edeceğim verenler bugün ki zamları şikayet etmesin. Ne demiştik pardon ne demiştiniz Türkiye’nin yüzyılı.

Ben neden AK Partiye oy vermedim..!

Beeen AK Partinin Türkiye’nin yüzyılı sloganına inanmadım.

Beeen toplama merkezinde yakılan gaza inanmadım…

Beeen Gabar’daki petrole inanmadım…

Beeen 2023’yılında yer altı kaynakları safsatasına da inanmadım ve araştırdım

Beeen bir milyona TOGG alınabileceğine inanmadım.

Torbalı'ya da hizmet veren ESHOT'a büyük gurur Torbalı'ya da hizmet veren ESHOT'a büyük gurur

3 araba alıyorsun ikisine vergi birine sen bineceksin sonra maliyetine TOGG’a bineceksin. Kusura bakmayın ben Kadir İnanır değilim. Dileyen istediği gibi inansın.

Beeen TCG Anadolu uçak gemisinin F 35 projesi olduğunu biliyorum.  S400’lerin Rusya’dan alınmasının ardından F35’lerin iptal olduğunu biliyorum. (hatam varsa düzeltin)

Ancak F35’lerin iptali konuşulurken inşasına başlanan gemimiz bitmiş bulundu. Fetrek projesi bitmiş olsaydı İnanıyorum ki Fetrek’de ziyaret edilecekti. Denizci eri gibiydi “TCG Anadolu” her limanda kendisine bir sevgili yaptı.

Tabiri caizse okey masasından bile kalkan İHA ve SİHA’larımız için yapıldığı söylendi.

Beeen bunun gibi birçok şeye inanmadım.

Birçok seçim beyannamesini popülist politika olarak gördüm. Oturup yazsam bu cahil aklımla sayfalar alır.

(Teknolojiye devletin gücüne mühendislik harikası icatlarımızla da gurur duyuyorum. Mesela külliye var olmalı, iyi ki yapıldı. Devletimizin gücünü gösteriyor

Her neyse biz demokrasiye dönelim

Her yeni bir güne zamlarla uyanıyoruz.

Sırası şaşmasın diye alfabetik sıradan gitmiyorlar, haliyle alay konusu olur. Tombala gibi her gün torbadan birkaç kağıt çekiyorlar.

Vallahi billahi çok zor bir iş, zam gelecek şeyleri bir havuz yapmadan belirlemek.

Öyle bir iki güne bitecek iş değil kaç kalem zam konusu var hiç düşündünüz mü?

Kimin aklına gelir doğalgazdaki özel tüketim vergisine yüzde 224 zam yapmak.

Hadi bu zammı gerçekleştirdin neden 224. Bunun hesaplamasını Milliyetçi Hareket Partisi lideri Sayın Devlet Bahçeli mi yaptı?

Motorlu Taşıtlar Vergisini kim nasıl bu millete hap gibi yutturduysa helal olsun. Yeni memur veya stajyer ise telefonlarını alın geleceğin bakanı yapalım. Yalnız dikkat edelim sahte faturacı yumurtacılardan olmasın.

MTV zamlarının üzerinden kaç gün geçti hala kahvehanelerde bu tartışma, bir kere mi geldi, iki kere mi?

Bir kere gelmiş olsa vatandaş bir kereden bir şey olmaz diyecek..!

Akaryakıta gelen zam mı istatistikçi ve ekonomistler hala tartışıyor rekor zam diye.

Yalnız bu demokrasi bize büyük bir oyun oynuyor. Biz vatan millet Sakarya derken hakimiyeti eline alan Dolar ve Euro’yu nasıl zapt edeceğiz.

Uleyn demokrasi sen bize öyle bir oyunlar oynuyorsun ki ne diasporaya, ne Ermeni Yahudi oyununa, nede dış güçlerin işine benziyor. Ozan Arif’in üç belası Amerika, Rusya ve Kızıl Çin’e benzemiyor. Senin ki düpedüz vurgun gibi taht oyunlarına benziyor.

Peki ya Vatandaşın vergi indirimi beklerken gelen zamma ne diyeceğiz demokrasi. %18’in hesaplaması çok zordu siyasi liderlerin hesabı gibiydi. Anlamak için zeki olmak gerekirdi şimdi kolay oldu ve çok iyi ki %20 mi diyeceğiz?

Pardon demokrasi ne diyeceğiz..? Biz sana inandık güvendik. Bize adam gibi bir şeyler söyle

Sevgili okurlar felaket tellallığı yapmak istemiyorum takın kemerleri uçuyoruz.

Bu henüz başlangıç..!

2001 yılında 3. Kattan düştük şimdi kendinizi 8 ve 10. Katlara göre ayarlayın.

İster kemerleri takın beraber uçalım isterseniz hep birlikte kemerleri sıkalım.

Bu yazının başlığını isterseniz siz koyun uçuyor muyuz? Düşüyor muyuz? (Burası yine çok şokomelli oldu )

Her ne oluyorsa bilmiyorum ama kemerleri sıkın.

Pandemi sürecinde alınmayan önlemler bizi buralara getirdi. İyi ki Mehmet Şimşek gelmiş kuyruğu dik tutmaktan vaz geçmişiz.

Pardon ama hem kel hem fodul olunmuyor.